José Saramago'nun hastalığı nedeni ile sık sık ara verdiği, bazı bölümlerini hasta yatağında yazdığı, eşinin aktardığına göre en büyük korkusunun kitabı tamamlayamadan ölmek olduğunu söylediği mizahi romanı. Roman 16.yy ortalarında Portekiz kralı 3. Juan'ın Avusturya Arşidükü Maximillian'a hediye ettiği Süleyman adlı filin ve subhro adlı bakıcısının yer yer ince espirilerle dolu hikayesi ( bu arada filin adı Kanuni Sultan Süleyman'dan geliyor ). Bence Saramago'nun okuduklarımın arasında vasatlarından biriydi Filin Yolculuğu..

Ünlü İngiliz yazar Ken Follett'in baş yapıtı sayılan Bir Katedrali Öyküsü romanının bazı eleştirmenlere göre devamı sayılan bazılarının ise tıpatıp aynısı diye eleştirilen romanı. Ben arka arkaya okudum her ikisini. Buda oldukça hatta diğerinden dahada uzun 1302 Sh. İlki 1100 yıllarda bu ise 1300 yıllarda geçiyor ve ilk romanın kahramanlarının bir kaç kuşak sonraki yakınları .Olaylar ve mekanlar gerçekten çok benziyor birbirlerine ama yine sıkılmadan okudum romanı hatta ilkinden daha çok beğendiğimide söyleyebilirim.Kafa dağıtmak için birebir bir roman Sonu Olmayan Dünya..

Ken Follett Kitapları 100 milyonun üzerinde satan New York Times'ın çok satanlar listesine pek çok kez girmiş olan ve Edgar Allan Poe ödülü sahibi İngiliz ramancının baş yapıtı sayılan romanı. Roman 1120 - 1170 yıllarının İngiltere'sinde geçiyor.Kilise saray çekişmesi, din adamları arasındaki menfaat çatışmaları, entrikalar, aşk, gerilim kısaca her şey var.Edebiyat çevrelerince yazarın tarzı kabul edilen kaleminin akıcılığını, sürükleyiciliğini, okuyucuyu kitaba bağlamasını okurken anlıyorsunuz.ve hak veriyorsunuz. Oldukça uzun bir roman ( yazarın tarzı ) 784 Sh. Uzun soluklu roman severlerin sıkılmadan okuyacakları bir roman

İris Murdoch ( 1919 - 1999 ) İrlanda'lı filozof ve yazar.Kesik Bir Baş altı kişi arasında geçen içerisinde evlilik, aldatma, çok eşlilik, ensest gibi olguları hafif mizahi bir tarzda ele alan olduça keyfli kısa bir roman,Yalnız baskısı yok bende temiz bir ikinci elle yetinmek zorunda kaldım...

Meksika'nın önde gelen yazarlarından Carlos Fuantes'in altı kısacık öyküsünün derlendiği Can yayınlarından çıkan kitabı. Hangimiz gece yolculuklarında bir kasabadan ve küçük bir şehirden geçerken evlerde yanan ışıkları görüpte bu evlerde neler yaşanıyor yaşam nasıldır diye düşünmemişizdir.Fuantes altı öyküdede Meksika'daki evlerin içerisine ve yaşamının gizlerine sokuyor okuyanı. Ben altı öyküyüde çok beğenmekle birlikte Eski haklar ve Saf Bir Ruhu ayrıca çok beğendim.Kısa öykü severler sıkılmadan okuyabilirler...

2010 yılında Nobel edebiyat ödülüne layık görülen Peru'lu yazar Mario Vargas Llosa'nın kısa romanı. Roman titiz bir baba Don Rigoberto, oğlu Alfonso ve dünyalar güzeli ve çekici bir kadın olan üvey anne Lucrecia arasında geçen sıra dışı bir ilişkiyi anlatıyor. Llosa'nın her kitabındaki gibi kalemi yine çok akıcı yalnız bu kez her eserinde kullandığı erotizmi bu kez fazlaca kullanmış.kitapta altı adet orta çağ tablosu var yazar bu her tabloyla ilgili ayrı bir hikaye anlatarak ana konuyla nefis birleştirmiş.Baskısı şu an varmı bilemiyorum (ben 1994 caskısı buldum) Latin edebiyatını severler çok severek okuyabilirler...

İç savaş, vahşet,yeşeren, solan umutlar ve bu kaosun içerisinde dimdik ayakta duran yetmiş yaşındaki Kastello köyünün pederi Yannoros.Bir yanda halkına moral verirken diğer yandan vicdanında Tanrıyla hesaplaşması ve sorgulamaları. Kazancakis'i okurken ben nedense hep Yaşar Kemal tadı alıyorum onun tarzı gibi okuyanı yormayan sade bir dil, sıcacık ve akıcı..