İspanya iç savaşı gerçekten çok ilginç ve önemli bir savaş, solun çok önemli bir savaşımı. birt çok değişik grup var bu savaşta. ikinci dünya savaşının da bir provası. Bu savaşta sol grupların kendi arasındaki mücadele, batılı devletlerin iki yüzlülüğü, enternasyonel tugayların akın akın ispanya gelişi, nazi almanyası ve faşist italyanın ispanyadaki savaşa etkisi ve onlar kadar bu mücadelede sol bloğa zararı olan stalin. Bu ortamda bir gerilla timi ile bir köprü havaya uçurmak için görevlendirilen kahramının yaşadığı müthiş aşk ve hazin sonu. Bu arada iç savaşta yaşananlar iki tarafın gerçekleştirdiği cinayetler....... ispanya iç savaşı guernica adlı tablosunda pablo picasso ya esin kaynağı olmuştur. guernica 1937 de bombalanan ( almanlar tarafından) bir bask yerleşimi. ispanya iç savaşı müthiş marşlara da esin kaynağı olmuştur mesela ay carmelo gibi. bu arada silahlara veda romanının da sonu çok hazindi onu da tavsiye ederim....
Gerçekten diktatörlüğü mükemmel bir biçimde tasvir eden, demokrasinin önemini demokratik olmayan bir ortamla tasvir eden mükemmel bir eser. Özellikle sahte düşmanlar yaratmak; zihnin ele geçirilebileceği, dün, bugün ve yarına sahip olunabileceğini, gerçeğin ne kadar kolay yozlaştırılabileceğini ancak bu yoz durumun ne kadar zor ve hatta imkansız farkedileceğini anlatır. Çocukların dahi ailerini ispiyonlayacak kadar politize olduğu, cinselliğin bastırılarak bu sayede meydana gelen sinir ve öfkenin siyasi amaçlarla nasıl kullanıldığını iyi çok mükemmel bir biçimde anlatır. Burada umuda, aşka yer yoktur. Ne verilirse odur. Ancak yine de halka, parti üyesi olmayan sıradan kesime duyulan bir umut vardır. Gerçek(!) bakanlığı, sevgi bakanlığı(!), düşünce takibi ve düşünce polisi vardır. tek tipleşmek vardır. lidere tapma zorunluluğu vardır. Gerçek bakanlığındaki şu laflar bile aslında bu uzun anlatımın çok gereksiz olduğunu ortaya koyar:1) Savaş, barıştır.2) Cehalet, güçtür. 3) Özgürlük, esarettir. Özetle zihnimize sahip çıkalım, tarihe ve olaylara, demokrasiye, hak ve hürriyetlere.... Devlet ne insana zulmetmek için vardır, ne insanı sömürmek için. İnsanın devleti korumak gibi bir yükümlülüğü olmamalı ve fakat devlet yurttaşları korumalı ki yurttaşlar da ona sahip çıksın, benimsesin. Bu ise asgari yaşam şartlarının düzeltilmesiyle, sosyal hakların gereği gbi verilmesi ile, yoksulluktan kurtarmasıyla olur. Belki devlet biribirlerin kurdu olan insanların yine birbirlerine karşı güvencesidir. Ne var ki devlet de insanlardan oluşur hem de meşru şiddet tekeline sahip olarak bu halde ne olacak??? Boyun eğmeme hakkı ameriken ve fransız ihtallerinde benimsenmiştir. ama nereye ve ne zaman kadar. sonra yine yozlaşma başlayacak nereye ve ne zaman kadar...
ne kadar güzel bir romandı, klasik kelimesinin sözlük anlamına tam olarak uyan roman sayısı azdır.