Ailesini bir trafik kazasında kaybeden, iki kardeşi ile amcasına sığınmak zorunda kalan ve evde tam anlamıyla sığıntı muamelesi gören, güzel sanatlar öğrencisi ressam adayı Eylül'ün hayatla mücadelesini okuyoruz..... Erkek karakterimiz Melih Şahiner, ölen kız kardeşinin anısına bir sanat galerisi açmak istiyor ve yapılacak yarışmada kazanan kişiye hem yanında çalışma imkanı hem de burs vereceğini vaat ediyor, Eylül ile tanışmaları da bu şekilde oluyor..... Kitap çerezlik türündeydi ve yazarın ilk kitabı diye tahmin ediyorum zira kurgunun satırlarla buluşması oldukça acemiceydi, geçişler arasındaki bağlantı çok kopuktu, yani her an her yerde olabiliyordunuz,mantık hatalarıda oldukça mevcuttu ama yine de okumak isteyenler bir şans verebilir ....
Güzel bir kitaptı, sonlara doğru biraz uzatılmış gibiydi ama yine de yazarın kalemine sağlık zevkle okudum, son sayfayı bitirdiğimde ilk düşündüğüm şey "Nereden nereye geldiler" oldu :) Genç bir adamın, babasının ölümüne, kardeşinin ise komada olmasına neden olan bir kadını yıllarca araması ve geçen bu zaman zarfında nefretle bilenmesinin hikayesi..... Ahmet Ateş Mirzan yıllarca aradığı kadını nihayet buluyor, ölümün onun için kurtuluş olacağını düşündüğü için yaşarken öldürmeyi uygun buluyor.... Hem kendisi hem de en yakın adamına yaptırdığı işkenceler ve psikolojik şiddet, her şeyden bir haber masum bir kadının hayatını karartıyor, çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil.... İntikam hırsı Ateş' in gözünü öyle bir kör ediyor ki, hayatının en büyük vicdan azabını yaşayacağının farkında bile değil, zaman geçtikçe nefreti ile kadına duyduğu aşk arasında bocalarken öfkesi şiddetini daha da arttırıyor... Fakat gerçekler ortaya çıktığında, Kayra hem Ateş için hem de diğerleri için tam bir vicdan azabına dönüşüyor ve genç adam hayatının en büyük hatasını telafi etmenin yollarını arıyor.... Yazarın başka bir kitabi daha var "Aşka Yakın" fakat kitabının tekrar basımı olmayacakmış dolayısıyla 1. kitabı bulsak bile 2. kitap çıkmayacak, keşke yeni bir yayınevi ile anlaşılsa ve en baştan çıksa tüm kitaplar harika olurdu, zira merak ettiğim bir sürü yan karakter var, özellikle Ateş'in arkadaşlarını bir anlatsam zaman yetmez :)) .... Bu arada kitapla ilgili küçük bir eleştirim olacak, mesela genç bir üniversite öğrencisinin o yaşta aşktan umudunu kesip, sırf iyi anlaşıyorlar diye biriyle nişanlanmasını aklım almadı, aklı başında bir kadının, sırf iyi anlaşıyor diye aşık olmadığı bir adamla gelecek hayal etmesi gerçekten akıllı işi değil, sonra da karşısına çıkan asıl karaktere aşık oluyor, e hani nişanlıydın evlenecektin ne oldu, o yüzden şu kadınları önce nişanlayıp sonra başkasına aşık etmeyin lütfen, daha sonra o aşkları inandırıcılığını yitiriyor, aslında genel olarak birçok kitapta var bu durum, o yüzden genel bir eleştiri diyebiliriz :) @gulunkitapligi
Yazar yaptığı ters köşelerle eğlenceli bir kurgu yaratmış :) ..... Şımarık zengin bir kızın, babasının evliliğine karşı çıkması ve onu bu evlilikten vazgeçirmek için uygulamaya koyduğu bir oyunla başlıyor herşey.... Alize, babasının hiç onaylamayacağı bir damat adayı buluyor, daha doğrusu tesadüfen karşılaşıyorlar, Serkan bir tamirhane sahibi, orta halli bir çevrede yaşıyor ve oldukça yakışıklı bir adam, onunla altı aylığına bir evlilik anlaşması yapıyor, aklı sıra babası bu sansasyona izin vermeyecek ve kendi evliliğinden vazgeçecek.... Fakat işler hiç de Alize'nin umduğu gibi gitmiyor çünkü Serkan'ı fazla hafife alıyor, yalılarda kuş sütüyle beslenen Alize'nin gecekondu mahallesindeki hayatını okumak eğlenceliydi :)) @gulunkitapligi
Konusu bana, Sen Yokken kitabını hatırlatan ve sayfalarını heyecanla çevirmediğim durağan bir kitap okudum diyebilirim, yani karakterlerin aşklarını, aralarındaki tutkuyu çekimi hiç bir şekilde hissedemedim, her şey çok yüzeysel geldi bana.... Duru, en yakın arkadaşı Sima'nın kendisine bırakıp kaçtığı, doğum belgesine de kendi adını yazdırdığı bebeğe sahip çıkmaya çalışan genç bir üniversite öğrencisi, kendisine ait olmayan bu bebeği sevip annelik etmeye çalışırken, bebeği babasına teslim etmesi gerektiğinin de farkında..... Toprak bir zamanlar alkol problemi yaşayan varlıklı bir ailenin üniversite öğrencisi oğlu, alkol problemi zamanlarında özel hayatı çığırından çıkmış, bir bebeği olduğunu bile bilmiyor, Duru karşısına çıkıp bu gerçeği dile getirdiğinde onun da özel hayatı altüst oluyor.... Duru bebeği teslim edip gitmek yerine bebeğin annesi olduğu yalanını söylüyor, Toprak kızı hatırlamıyor bile, alkol birçok şeyi hafızasından sildiği için kızın ona yalan söylediğinin farkında bile değil, doğum belgesinde Duru'nun adı yazdığı için de Toprak bu yalana inanıyor..... Aslında Duru'nun amacı biraz daha bebekle zaman geçirip sonra gerçeği söyleyip gitmek, fakat zaman geçtikçe gerçeği itiraf etmek zorlaşıyor, birlikte yaşadıkları süre zarfında aralarında bir çekim yaşanıyor ve aşka dönüşüyor .... Bence ana karakterlerden çok yan karakterlere yer verilseydi daha iyi olurdu, özellikle Ezgi ve Taner çiftini okumak isterdim, zira ana karakterlere bir türlü ısınamadım :))
" Cevap, ihtimaller arasında gizlenen sinsi bir tilkidir"... İnanılmaz güzel bir kitap okudum, her satırı ayrı bir duygu seline sürüklüyor insanı, sevgili yazara teşekkür ederim... Genç bir öğretmenin, Erzurum'daki evine gitmek için Doğu Ekspresi'ne aldığı bir biletle başlıyor her şey, kışın muhteşem manzarası ve kitaplarıyla tamamlayacağını düşündüğü sakin bir yolculuk, yirmi beş numaralı kabine adımını attığı anda, aslında bambaşka bir yolculuğun arifesine dönüşüyor ... Kabinde onu bekleyen genç bir adamla karşılaşıyor, yüzyıllar önce ona verilen ismi ile nam-ı diğer "Kunduz"... Kunduz, genç öğretmen Hediye Günışığı için bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor, özel bir ırka mensup olan, yüzlerce yıldır yaşayan, sürekli yer değiştirmek zorunda kalan, ayrıldığı her yerde sevdiklerini bırakan, türlü acılar yaşamış ve onu tanımlamada kelimelerin yetersiz kaldığı bir adamdan bahsediyoruz... Kunduz, Antik Mısır'dan Roma'ya Osmanlı'dan günümüz Türkiyesine kadar yaşadığı yüzyıllar boyunca edindiği tecrübe ve bilgilerle yol boyunca sohbet ortamı yaratırken bazen bu ortama diger yolcularda eşlik ediyordu... Hediye, Kunduzun her kelimesini heyecan ve merakla dinlerken, zaman geçtikçe bu esrarengiz adama yoğun bir şekilde bağlandığını hissediyor, bu görünmez bağın her dakika onları birbirine biraz daha yaklaştırdığını fark ediyordu, yolculuğa Kunduzun geçmişinden gelen sürpriz misafirler de eklenince, Hediye kendisine bahşedilen bu dünyanın gerçekleri, güzelliği ve imkansızlığıyla yüzleşmeye başlamıştı... Kunduz, artık genç kadın için asla kaybedilmemesi gereken biriydi, yolculuk boyunca Hediye Kunduz için bir cevap olurken, diğeri de onun cevabı haline geliyordu... 🍁Peki yolculuk bitince ne mi oluyor, bunun için kitabı okumanız gerekiyor, zira son satıra gelene kadar hüzün, heyecan, merak, bekleyiş hepsini bolca yaşıyorsunuz 🍁 #doğuekspresi
Yine çerezlik ortalama türde diyeceğim bir kitaptı, bu aralar hep böyle denk geliyor :) Kitabımızda iki çift vardı Derin ve Ateş ile Pınar ve Melih, bence Pınar ve Melih çok gereksiz bir çifti, özellikle Pınar karakterini sevemedim, zira çok sahte ve şıpsevdi birisiydi, açıkçası bu ikilinin aşkları da çok zorlama geldi bana, diğer çift bir nebze daha iyiydi... Derin ve Ateş'in yanlış anlamalarla başlayan tanışmaları, akabinde birbirlerinden etkilenmeleri fakat hislerini bir türlü itiraf edemeyip sürekli kavga etmeleri, diğer yanda Ateşin arkadaşı Melih ile Derin'in arkadaşı Pınar'ın aralarında bir şeylerin başlaması derken çiftlerin aşkları, kavgaları, kıskançlıkları üzerinden giden klasik bir kurguydu...
📚 Farklı bir sonla biten, çerezlik diyebileceğim türde bir kitaptı.... Yusuf, en yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrayıp cinayetle suçlanan, ardından sevdiklerini kaybeden, kalanların ise ona inanmayıp sırt çevirdiği bir adam..... Kitabın büyük bir kısmı Yusuf'un hapishanede geçirdiği günleri anlatıyor, bir yandan arkadaşı Korhan'dan alacağı intikamın planlarını yaparken, diğer yandan koğuştakilerle olan ilişkileri, sevdiği bir kaç mahkumun hayatı ve Yusuf'un geçmişi de dahil oluyor hikayeye..... Son sayfalara kadar durağan geçen kurgu, sonlara doğru biraz hareketlilik kazanıyor, Yusuf'un hapishaneden kaçışı, alacağı intikama çok yaklaşması ve her şey tam bitti derken kendimizi bambaşka bir sonda buluyoruz..... Normal başlayan bir kitap son sayfada bilim kurguya çevrilmiş desem yeridir, yani kısacası beklemediğiniz bir sonla karşılaşacaksınız, bu hikayede hiçbir şey ve hiç kimse göründüğü gibi değil....📚