Seri modası çıktı mertlik bozuldu. Üstüne üstük bir de hayalet yazarlarımız da var ki tadından yenmez...Diyeceğim ama olay hiç öyle değil. Daha kitabın ilk satırlarından bir şeyler döndüğünü anlıyorsunuz.Yazım tarzı değişmiş, kurgulama stili değişmiş. Bir şeyler kötü olmuş işte. Zaten kaç kitap önce bitmesi gereken serinin bu kitabıyla alenen suyu çıkmış. Bence daha vakit varken bu seriyi okumayı bırakın.Hele başlamadıysanız seriyi hiç elinize almayın. Çünkü ilk kitaplarda aldığınız keyif ziyadesiyle burnunuzdan gelecek.
Alacakaranlık serisi neden bu denli ilgi gördü diye çok düşünmüş ve hatta bu konu üzerinde seriyi okuyan arkadaşlarımla ziyadesiyle konuşmuşuzdur.Yazarın akıcı üslubu, mükemmel kurgusu da bu denli talebin tek nedeni değildi. İşin özünde erişilmeze duyulan büyük aşkın çok iyi dile getirilişi yatıyor. Bu erişilmezin var olmayan bir canlı türünden oluşu da zaten vampir çılgınlığını ciddi anlamda ilk başlatan seri olarak alacakaranlık kuşağı farklılığını yaratan diğer ayrıntıydı. Filmi çekilmeseydi ne olurdu diye sıkça düşünmüşümdür.Sanırım sadece ünü biraz daha geç yayılırdı o kadar.
Alacakaranlık serisi neden bu denli ilgi gördü diye çok düşünmüş ve hatta bu konu üzerinde seriyi okuyan arkadaşlarımla ziyadesiyle konuşmuşuzdur.Yazarın akıcı üslubu, mükemmel kurgusu da bu denli talebin tek nedeni değildi. İşin özünde erişilmeze duyulan büyük aşkın çok iyi dile getirilişi yatıyor. Bu erişilmezin var olmayan bir canlı türünden oluşu da zaten vampir çılgınlığını ciddi anlamda ilk başlatan seri olarak alacakaranlık kuşağı farklılığını yaratan diğer ayrıntıydı. Filmi çekilmeseydi ne olurdu diye sıkça düşünmüşümdür.Sanırım sadece ünü biraz daha geç yayılırdı o kadar.
Alacakaranlık serisi neden bu denli ilgi gördü diye çok düşünmüş ve hatta bu konu üzerinde seriyi okuyan arkadaşlarımla ziyadesiyle konuşmuşuzdur.Yazarın akıcı üslubu, mükemmel kurgusu da bu denli talebin tek nedeni değildi. İşin özünde erişilmeze duyulan büyük aşkın çok iyi dile getirilişi yatıyor. Bu erişilmezin var olmayan bir canlı türünden oluşu da zaten vampir çılgınlığını ciddi anlamda ilk başlatan seri olarak alacakaranlık kuşağı farklılığını yaratan diğer ayrıntıydı. Filmi çekilmeseydi ne olurdu diye sıkça düşünmüşümdür.Sanırım sadece ünü biraz daha geç yayılırdı o kadar.
Önce filmini izleyip sonra okuduğum nadir kitaplardan birisidir. Ve içeriğini bilmeme rağmen okurken ruhumu neredeyse teslim ettiğim bir kitaptır. Bu kitabının ardından bugüne değin Stephen King'in hiçbir kitabını elime almaya dahi cesaret edemedim. Korku türünü sevenler, Stephen King'den şaşmayın. Üstüne de cila olsun diye muhakkak çekildiyse kitabının filmini seyredin. Ya da en iyisi mi siz benim gibi yapıp önde seyredin sonra okuyun...Ki böylece ruhunuz bedeninizde kalır.
Alacakaranlık serisi neden bu denli ilgi gördü diye çok düşünmüş ve hatta bu konu üzerinde seriyi okuyan arkadaşlarımla ziyadesiyle konuşmuşuzdur.Yazarın akıcı üslubu, mükemmel kurgusu da bu denli talebin tek nedeni değildi. İşin özünde erişilmeze duyulan büyük aşkın çok iyi dile getirilişi yatıyor. Bu erişilmezin var olmayan bir canlı türünden oluşu da zaten vampir çılgınlığını ciddi anlamda ilk başlatan seri olarak alacakaranlık kuşağı farklılığını yaratan diğer ayrıntıydı. Filmi çekilmeseydi ne olurdu diye sıkça düşünmüşümdür.Sanırım sadece ünü biraz daha geç yayılırdı o kadar.
Olayı baştan çözdüğünüz, ipuçlarını kahramanlardan önce bulduğunuz bir polisiye değildi kesinlikle. Akıcı bir dil, güzel bir kurgu vardı. Ama benim polisiye kitaplardan beklediğim o "son vurgu" yu bulamadığım bir kitaptı. Bütün olaylarla sonuçta varılan nokta "yok canım her şey bu yüzden olamaz" dedirttiği için azıcık da hüsrandı açıkçası. Bu tarzdan beklentiniz benim gibiyse satın almayın ama eşinizde dostunuzda varsa ve daha öncelikli olarak okumak istediğiniz bir kitabınız yoksa ödünç alın ve okuyun derim.