Çıktığı günden beri merak ettiğim bir kitaptı Tatlı Aşk. Okuduğumda şunu anladım ki Susan Mallery, Harlequin tarzı kitap yazmamalı, o tarz kitaplarını da normal roman şeklinde yazmalı. Daha önce roman olarak Zor Kadın isimli kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. Vermek istediği duyguları gayet güzel bir biçimde ele almıştı. Aynı şeyleri Tatlı Aşk için de söyleyebilirim. İçinde romantizm olmasına rağmen bu kitap aslında aşk kitabı değil, bir ailenin dağılımını ve yeniden birleşme çabalarını ele alıyor. Claire, 28 senelik hayatı boyunca başkalarının isteklerine boyun eğmiş ve piyano yeteneği hariç elinden fazla iş gelmeyen biri. Kitap boyunca karakterin kişiliğini ve kendi ayakları üzerinde durma çabalarını okumak çok eğlenceliydi. Okuduğum kitaplarından anladığım kadarıyla yazar çocukları gerçekten çok seviyor. Onlar da kitap boyunca çok önemli bir yer kaplıyorlar. Bu seferki karakterimizin ismi Amy ve çok tatlı bir şey :D Fakat kitap akıcı, konusu güzel ve Claire ve Amy'ye rağmen diğer karakterler sizin sinirinizi bozacaktır. Özellikle Wyatt ve Jesse. Ve en başlarda Nicole. Onların kitap boyunca Claire'ye karşı olan tutumları sizi çileden çıkaracaktır.
Kitap beklentimin 1 tık üstündeydi. Fazla romantizme boğulmamıştı. Müzik-futbol kulüplerinden hangisinin devam edeceğinin sonucu güzeldi. Ama okurken sıkıldım mı, evet genel anlamda sıkıldım.
Okuduğum en kötü Asude hikayesiydi. Charlotte ve Ewan tam ergendi. Aşırı gereksiz sahneler mevcuttu. Kitapla ilgili hatırladığım tek şey acayip kötü olmasıydı. Ve iyi ki de hafızamdan silindi o korkunç hikaye.
Başı güzel başlasa da sonraları acayip saçmalara doğru yol aldı. Joanne çok tatlıydın, sevdim seni ama amma salaktın be kızım! Hikaye boyunca teyzesi ne derse onu yaptı, doğru düzgün hiç sorgulamadı teyzesini Joanne. Elbette ki teyzen Robert ile evlenmeni istedi çünkü adam Karun kadar zengin. Sen evlenirsen ne olacak? Tabi ki teyzen onun parasının üzerine konacak. Anlayacağın seni düşündüğü falan yoktu orada. O Robert ise ayrı bir hikaye. Tam bir ukala dümbeleği. Kısaca beğenmedim.
Çok fazla tekrara düşülmesine rağmen genel anlamda güzeldi. Penny'nin çocukları için verdiği çabalar takdire şayandı.
Kitabı başlarda çok merak etmiştim sonrasında nedendir bilmem okuma listemden çıkarmıştım. Bundan 1 sene sonra yine durup dururken alıp okumak istedim ve baya memnun kaldığımı söyleyebilirim. Yazarın anlatımı gayet akıcı ve genel anlamda eğlenceliydi. İşte tek sorun çevirisiydi. Çoğu yerde anlamakta zorlandığım yerler oldu ama okuduğuma pişman değilim.