pinar yeşil, 112 adet değerlendirme yapmış.  (9/16)
Dünya Telaşı
Dünya Telaşı

9

beni vuran cümleler oldu...

İyi Kalpli Erendira
İyi Kalpli Erendira

7

Ben giderek Gabriel Garcia hayranı olacağım sanırım. Hayal gücü ve anlatımı etkileyici. Kitap kısa öykülerden oluşuyor ve her öykü sizi içerisine alıyor.

Pastoral Senfoni
Pastoral Senfoni

8

Andre Gide 'nin ilk okuduğum kitabı ve son olmayacak.Anlatımı çok güzel, hikaye çok güzeldi. Özellikle edebiyat öğretmenleri öğrencilerine tavsiye edebilir.

Mahmut`un Pabuçları
Aylak Adam
Aylak Adam

7

Aylak bir adam çok iyi derecede anlatılmış.Aslında ilk başlarda o erkek dünyasındaki kadın imgesine ; sürtünme olayına ve otobüsteki teyzeler hakkındaki anlatımına , düşüncelerine kızmadım değil. Ama dedim ya adam aylak ve bu onun dünyası. Diğer yandansa onun nasıl bu hale geldiği sonradan açıldı. İnsan ilişkilerinde de böyledir. Önce birini yargılarsınız ve hikayesini dinleyince onu daha iyi anlarsınız. Kitap bana bu sıcak anlatımı hissettirdi. C. günlük yaşayan , karamsar bir tip. Değerlerini kaybetmiş ama yeniden kazanmak ister gibi. Ona kaybettiği herşeyi kazandıracak birini umutzuzca bekliyor. ''Nerde O?'' diyor. Ne kadar umutsuz davransa, bir yanı umuda muhtaç olduğunu haykırıyor.Bunu da diğer insanlardan gizliyor.Evlenen arkadaşını kıskanması sırf bu yüzden.

Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar

7

Kitap yarısına kadar zor gitti.Buraya kadar yazarın iç konuşmaları,fikirleri vardı.Bu konuşmalarda ise daha çok insanın iç dünyası ile ilgili daldan dala atlama hali hakimdi.Öyle ki ne anlatıyordun, şimdi ne yazıyorsun dedim çoğu kez. Burda anlatılmak istenen ise tek bir şey vardı ''insan mantıksız , bencil bir yaratıktır.'' İkinci kısım ise daha sürükleyiciydi ve sıkıcı değildi. Bunalarak okuduğum kısımları affettirir gibi oldu. Burda da Dostoyevski'nin vermek istediği mantıksızlığı gördüm ; ama bu defa olayların içinde. İronik bir tarzda çoğu basit davranışları gözümüzde fazla büyüttüğümüz anlatılmaya çalışılmıştı. Öyle ki ona omuz atan, ya da onun yanlışlıkla çarptığı bir askerle düello etmeye niyetlendi :)) Fakat bir türlü o askeri bulamadığı için planı suya düştü :)) anlatılan karakter hem deli, hem bencil, fazla felsefik ve fazla gururluydu :)

Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin Penceremden

9

Cahit Sıtkı Tarancı'yı şair kimliğiyle tanırız, ama bu öykücülüğünün yeterli olmadığı anlamına gelmez.Hatta iddia edilebilirdi ki; öykücü kimliğiyle bilinseydi belki şair kimliğini unutacaktık.Ama asla unutulmayacak şey C.S.T.'nın önde gelen edebiyatçılarımızdan olduğudur.Dikkat edin ''edebiyatçılarımızdandır'' dedim. Çünkü herkes yazar olabilir, ama herkes edebiyat insanı olamaz.Bu edebiyat insanını öykülerinde daha derin tanıma fırsatı buluyoruz; dili naif bir şekilde kullanıp , bunu hayal gücüyle harmanlıyor.Her karakteri ayrı ayrı keşfe çıkıp onların dünyasında geziniyorsunuz.Onların dünyası C.S.T.'nın dünyasını eleveriyor.Örneğin hep bir güzellik ve çirkinlik temasını vurguluyor öykülerinde.Acaba C.S.T. kendini yakışıklı saymayan ya da çok yakışıklı gören biri miydi? Sonra öykülerinde ölüm temasına da kaç kez ayak basıldığını görüyoruz.Hep genç yaşta, beklenmedik bir andan ölen insanlar. Kimbilir Tarancı ölümü, genç yaşta ölümü çokça düşünmüş, kendinin de çok uzun bir hayat sürmeyeceğini sezmiş olabilir.''Yaş otuz beş, yolun yarısı eder, dante gibi ortasındayız ömrün...'' sevgili Tarancı acaba buna inanmak istediği için mi bu şiiri yazmıştı sizce?