İlk olarak seriyi bitirmenin sevincini yaşıyorum neydi o bekleyiş süresi tam bir azap gibiydi. Sağolsun yazarcım da sayfada ki alıntılarla iyice kızıştırmıştı ama çok şükür bitti. Artık istediğim zaman istediğim dakika sevdiğim beğendiğim yerleri okuyabileceğim yani kitabın tamamını serinin tümünü diye belirtmek isterim smile ifade simgesi Kitaba gelecek olursak açıkçası okuduktan sonra beklediğimi bulamadım bu harika bir şeydi. Çünkü neredeyse her yorumda Stephan melek gibi, alttan alan, yumuşak olan taraf olarak belirtilmişti ki Şeytan da bir melek doğru, (Kitabı okur okumaz yorum yapmazsam böyle olur işte böyle bir cümle kitapta da geçiyordu sanırım inş karıştırmıyorumdur çook utanırım:) Efenim neyse.. Hiç öyle birisi değildi valla nerede alttan alıyor pardon ben kaçırdım da benim görüp okuduğum en son bölümlerde ama olsun o kadar da ne kadar çok çektirdi kızımıza. Üstelik Davina sıradan olmaktan çok farklı güçlü, aklı başında, ne istediğini bilen, sevdikleri için Dünya’yı ateşe verebilecek bir İskoç kızı. Gerçi başına ne geldiyse bu en son madde yüzünden geldi ya. Davina.. Tam bir İskoç kızı. Ailesi öldükten sonra kardeşine hem anne hem baba hem de abla olan Dünya’nın tüm güzelliklerini kendi hayatından çalıp kardeşine ilave eden kendisine koyunlardan ve kardeşinden oluşan bir dünya yaratan.. Bu yüzden kardeşinin başına gelen skandal yüzünden gözü döndü haklı da ama Alina’ya çook kızdım tavırlarından dolayı upset ifade simgesi Davina günden güne bir çiçek gibi solan kardeşinin intikamını almak için harekete geçiyor. Fakat intikam ararken aşkı buluyor. Ve bunda Stephan’ın hiçbir katkısı yok yani varda Daina Stephan’a güzel ve alttan alan tavırları için aşık olmuyor smile ifade simgesi Benim için en özel yerler 1. Si Davina bazı aksilikler dolayısıyla İskoçya’ya gittiği ve ardından tekrar Londra’ya dönmek durumunda kaldığı zaman Stephan’la ilk karşılaşmalarında olan diyalogları. Davina’nın kırgınlığı ve bunu dile getirişi çok güzeldi.. 2. si Stephan’ın istemeyerekte olsa Davina’yı küçük duruma düşürmesi. İstemeyerek diyorum ama bu tamamen Stephan’ın düşüncesizliğiydi.. O kısımları okurken çook sinirlendim ve Davina bir yığın dolusu hakaret edebilir olay çıkarabilirdi ama bence davranışı çok asildi. 3. olarak serinin diğer kitap karakterlerinin de kitap da fazlasıyla ve sıkmadan yer almasıydı. Nasılda özlemişim, üç erkeğin diyaloglarını, Isabel’in çatlaklığını Sophie’nin uzlaştırma tarafını. Daha sayabileceğim bir sürü sahne var aslında, Davina’nın Kate ile parkta ki ilk diyaloğu, yağan karın altında ki ilk yakınlaşma, stephan’ın hatalarını telafi etmesi ve final.. Yalnız hep Stephen’ı suçlamışım ne kadar olayları Davina yaşasa da benimde hem cinsi olarak gururum kırıldı yani :)) Ama bu demek değil ki Stephan kitap da lağnet bir şeydi aksine çook yakışıklı, sempatik tavırlı, gülümsediğinde yanağında beliren çukur gamzesi bunları düşününce de, Davina kızım sen bir dünya turuna çık ben onu adam ederim demek istemedim de değil ama okuyanlar bana hak verir ki Stephan’ın cazibesi karşısında hiçbir genç kız ayakta duramaz. Bu sadece okuyanların anlayabileceği bir duygu ve sizde aynı duyguları paylaşmak istiyorsanız kitabı kesinlikle okuyun kaçmaz bu seri bu kitap :)) Ay yalnız yorumu bitiremiyorum her defasında aklıma dikkatimi çeken başka konular geliyor bu son olsun.. Kitap serinin diğer kitaplarına göre daha cüretkar ve duygu yoğunluğu olarak en iyisiydi diyebilirim.. Ama hala favori kitabım Aşkın Ateşi grin ifade simgesi Sondu bu valla yazmıyom başka bir şey :)) En sevdiğim yeri alıntı yapmazsam olmaz :)) Stephan kaşları çatık bir vaziyette yola bakmaya devam etti. Söyleyemediği kelimeler içinde birikip gergin bir yay şeklini alıyordu sanki. “Davette sana ben eşlik etmek istiyorum.” Davina afalladı. “Sen de mi katılacaksın?” “Elbette, bir senedir bu daveti bekliyordum.” “Eminim öyledir.” “Zamanını söyle, o akşam tam vaktinde kapında olacağım.” Davina davetin gerçek olup olmadığını bile bilmezken zamanını nasıl bilebilirdi ki? Tabii itiraf etmek yerine, “Bir senedir beklediğin davetin gününü hatırlamıyorsan sana neden yardım edeyim?” diye söylenmeyi seçti.
Öncelikle kitaba bayıldığımı Doruk’a hayran kaldığımı ve Asya’yı verseler bir kaşık suda boğabileceğimi!! Söyleyebilirim çok ciddiyim.) Tabi genel olarak bakıldığında Asya’yı Doruk’u bir kenara bırakıp Aşkı Seçtim’i bir bütün olarak değerlendirirsem kitap bir harikaydı. Doruk gibi adamlar var mı gerçekten.) Kitap çıkmadan önce ön yargım oldukça açıktı çünkü ortada terk edip giden bir adam var ve ardında hamile bir kadın bırakıyor! Bir noktaya çok seviniyorum ön yargılarımın kurbanı olmadım çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil. Doruk ne kadar suçlu ya da Asya çok mu masum? Bana göre Asya başına gelen her şeyi büyüyüp olgunlaşabilmesi için hak etti. Doruk ise ahh, anlatmaya kelimelerim yetmiyor yaptığı fedakârlıklarla gözlerimi kamaştırdı kalbimi fethetti. Olay kurgusu harikaydı. Kimin ne olduğunu, ne yaptığını kitabın sonlarına kadar anlayamadım kısaca polisiye olaylar çok iyi kurgulanmıştı, sağ gösterip sol vurmak tabiri bu kitap için geçerli diyebilirim. Sevdiğim bir diğer olayda duyguları okurken hissetmemdi bazı bölüm başlarında geçen öyküler o kadar içtendi ki kitabı bitirdiğimde Asya’dan başka kimseye kızamadığımı fark ettim..))Uzun lafın kısası arkadaşlarım Meral Aşkı Seçtim kitabında harikalar yaratmış ,))
2015’in ilk kitabı ve ilk yorumu olarak benim için en değerli kitabı seçtim. Birde yıla en güzel en özel özel kitap ile başladım ki devamı gelsin “Söz konusu Asude ise gerisi hikaye” Yazarımız nasılda veriyor sözün hakkını ve yazdıklarıyla nasılda büyülüyor, aklımızı çelip bir hayale inanmamızı sağlıyor hain yazar Kitabın ardından bana kalan hüsran, kalp kırıklığı, bir kutu selpak ve yaralı kalp. Pabucumun Ajanı -1 öyle bir yerde ve öyle dolu dolu sırlarla bitmişti ki ikinci kitabın nasıl olacağı Deniz’in kendini düştüğü çukurdan nasıl çıkacağını ve sokak ortasında ki aşk itirafının ardından gelişmeler neler olacaktı? Çıkan sonuçlar harikadan öteydi.. Yeri geldi gülmekten, yeri geldi üzülmekten gözlerim doldu. Seniha Hanım'ın çıka gelmesi Belgin Hanım'ın kabullenememesi bu kısımlar trajikomikti Nasıl diyordu Deniz; “Durun! Şöyle yapıyoruz,” der demez hızlıca konuştum. Ne dediğimden haberim yoktu. “Ben otele giderim, Belgin Hanım kanepede, Tuna ve annem yatak odasında uyur işte!” Manyak kız :)) Moralim Aydan'ın yeryüzüne inme kararıyla berbat oldu. Yorumu yazarken bile bu kısımlar beni deli ediyor şımarık, bencil sosyete sosisi Çisem ile Aydan'ı bir araya getirsek ortaya mike markası çıkacak bir kalitedeydiler Tuna’nın da alacağı olsun ondan beklediğim tavır bu değildi, çok üzüldüm çok kırıldım bir okuyucu olarak.. Bu kısımlarda Deniz’le üzüldüm, sinirlendim. Tabi Deniz’in de hataları yok değil hızlı düşünüp karar vermesi tam bir eksiydi Deniz için.. Gerçi öyle olmasaydı Tuna Deniz’i Fark edebilir miydi? Kitabın en sevdiğim yerleri karakterlerin ardından duygu betimlemeleriydi. Deniz’in düşünceleri yaşadığı duygular ona karşı hissettiğim tüm kızgınlığı sildi süpürdü desem. Acıların bu kadar güzel kaleme döküldüğü satırlardan ufak bir alıntı; “Nasıl dayanacaktım? Ruhumun yarısını değil tümünü, kalbimin misafirini değil sahibini ardımda bırakarak, yeni bir hayata nasıl alışacaktım?” Bir yalan ve ardından getirdiği yalnızlık, ne kızabildim ne de sonra ki satırlara geçebildim kalakaldım Deniz ve yalnızlığıyla. Acıların dolu dolu yaşandığı bu ayrılığın vuslatını okumaksa her şeye tüm kitaba bedeldi. Gelelim Mert ile Yasemin’in aşkına. Mert bu adama diyecek laf bulamıyorum Murat halleri beni gülme krizlerine soktu Hem yalan söyleyip hem de yalanını kıskanan bir kendisi vardır yer yüzünde. Tüm sırlar açığa çıktığında bir ara keşke Murat da ikiz kardeşin olsaydı demedim değil o yüzden kıskanmakta haklıydı sanırım. Bu çiftimize de bayıldım Mert’in kendisi ile çelişmesi Yasemin’in katı tavırları.. Gerçekten katıydı kötü anlamda söylemiyorum kuralları olan bir genç kızdı ve bu kuralların dışına çıkması kolay değildi ve ardından kandırıldığını öğrenmek kim olsa aynı tepkiyi verirdi. Ayrıca bu çiftin sahnelerini okurken gözlerimden kalpler fışkırdığı, kalbimin Mu…ert diye attığı doğrudur. Daha yazılacak çok şey anlatılacak çok sahne var şuan son cümlelerimi yazarken bile o sahneyi de mi yazsaydım ama şu sahnede çook güzeldi be yazmasam ağlar diye düşünceleri kafamda dolanırken size aklımda ki soruyu sorup bitireceğim.. Şuana kadar kaç yazar yazdıklarıyla gözlerinizi değil de gülmekten çenenizi yordu?