İcinde buyuk sufilerin tovbe hikayeleri var. Yani farklı farklı kişilerin tövbelerinden bahsediliyor, nasıl tövbe ettiklerinden. Biraz ibret almak için okunması gerekir..
Okumak isteyenler icin, kitap tevekkul, kader ve hayattan bahsediyor. Dusunup kendinizi sorguluyorsunuz. Allaha tevekkulunuz daha gucleniyor. İcinde Tolstoy - İnsan Ne İle Yasar hikayesi mevcut. O kitabi tamamen okumustum, cok sevmistim kitabinin bu bolumunu. Bir de Abdulkadir Geylani Hz. Nin tevekkul ve kader uzerine sohbetleri var kitabin son kisminda. O kisim da mukemmeldi..
Kitap öyle güzeldi ki ben de kendi kütüphanem için aldım. Zaman zaman okunup istifade edilebilecek bir kitap.. Bilmemiz gereken o kadar cok şey var ki, bunları ancak dini kitapları da okuyarak öğrenebiliriz. Okumayanlar tereddütsuz başlayın..
Bu köy romanından aldığım tad, okurken hissettiklerim çok başka.. her sayfasında farklı bir olay var gibi okurken hiç sıkılmıyorsunuz. Hissettirdiği her bir duygu o kadar içten ki hepsini tek tek hissediyorsunuz. Varsa okumayan, okumakta tereddüt eden kesinlikle okuyun derim..
Kitabı büyük bir merakla okuyup bitirdim. Ve aldığım tad bambaşkaydı. Aslnda sessiz insanların içinde de bir nevi fırtınalar koptuğunu, onların da ruhu olduğunu, onların da bir insan olduklarını buruk bir aşk hikayesi altinda gösteren bir kitap. Hala okumayan varsa tavsiye ederim..
Okuduğum ilk romanıydı.Farklı bir konu, farklı bir uslup ile ele alınmıştı. Çok zorlandım ilk başlarda ama sevenlerin hatrına devam ettim. Sonra daha çok baglanarak okudum. Hatta bitirdiğimde C. karakterini özledim acaba farklı bir sonu olsa nasıl olurdu dedim? Kendi çocukluk acıları sebebiyle hayatta bir şeylere tutunmaktan vazgecen bir karakter.. Ve insanların yasadığı tekdüze, sıradan hayattan bunalmış işsiz bir adam.. İçinde beğendiğim bazı bölümlerden alıntı yapacak olursam: "İnsan yalan söylerken olmak isteyıp de olamadığı kişiyi anlatır.." , “Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?” “Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!” Çocukluğunda sıcacık bir evi ve cok sevdiği ailesi olsaydı böyle düsünmeyecekti sanırım C. Böyle bitmesi beni üzdü..
Böyle eşsiz güzellikte olan kitapların okurunun bu kadar az olması beni çok üzüyor. Çöle İnen Nur gibi bizlere özlemini duydugumuz diyarlardan güzel haberler getiriyor. Cennetle müjdelenen ilk 10 müslüman ve daha nice sahabi efendilerimizi hayranlık duyacağımız şekilde anlatan bir eser. Lütfen bu tür eserlere zamanınızı daha çok ayırın, onların hayatlarından ne kapabilirsek, ne öğrenebilirsek bizim için çok kıymetli..