Yazarın Gökteki Göz'den sonra okuduğum 2. kitabı. Hikaye yer yer absürdlükler içermesine rağmen okurken keyif alıyorsunuz. Lakin, kitap gezegenler arasında değil de bir apartman dairesinde geçiyormuş gibi herkesin her şeyden haberdar olduğu ve ara olayların atlanıp direk sonuçlarının belirtildiği şekilde olması en büyük eksisi. Kim neyi bilmek istiyorsa içine zaman geçmeden doğuyormuş gibi tüm olaylara hakimler. Yine de bu yazarı seviyorum. Dili akıcı ve kısa sürede bitirebilirsiniz.
Puslu Kıtalar Atlası kadar çarpıcı ve keyifli değil ama yer yer güzel anlatımları var yazarın bu kitapta da. Zamanla ilgili bazı mantık hataları da mevcut ve yer yer çok zorlama kelime seçimleri olmuş. İlk tercihiniz olmasa bile okunabilecek kitaplardan.
Tanrı'nın Formülü ve Süleyman'ın Anahtarı kadar çarpıcı olmayıp yer yer karışık ve zorlama gelse de (özellikle de şifrelerin çözümü konusunda) yine de öğretici ve bilgilendirici. Çok fazla sıkılmadan okuyup bitirebileceğiniz bir kitap.
Açıkçası pek beğenemedim. Çok çocukça bir anlatım ve hikayeyle kuantum fiziğini içine katarak polisiye yazmaya çalışılmış hissi uyandırıyor.
Yer yer içindeki anlatılar sizi öyle yerlere götürüyor ki, Sunay Akın'a bir kez daha saygı duyuyorsunuz bu kadar küçük bilgi kırıntılarını edebiyatın kaybolmuş köşelerinden bulup çıkardığı için. Akıcı diliyle çabucak bitirebileceğiniz bir kitap. Alın, okuyun, öğrenin ve şaşırın.
Halk sağlığına zararları bilinen bir maddenin nasıl şirketlerin çıkarı uğruna piyasaya sürüldüğüne, bu şirketlerle devletin araştırma organlarının nasıl iş birliği içinde olduğuna ve kendi ülkelerinde yasaklanmasından sonra geri kalmış ülkelerin pazarlarında hala kendine yer buluşuna güzel bir örnek. Kitabın anlatımı kronolojik sıra açısından biraz daha iyi olabilirdi ve yayıncı kitabevi de yazım hatalarına daha fazla özen gösterseydi çok daha iyi bir kitap ortaya çıkabilirdi. Yine de okumakta fayda var.