Kitap iki bölümden oluşmakta. Birinci bölüm deneme tarzında yazılmış, yazarın iç çekişmelerini net bir şekilde görebiliyoruz. Mesela bir taraftan batının kötü olduğunu anlatırken diğer taraftan içten içe aslında iyidir dediğini hissedebiliyorsunuz. Akıcı bir kitap değil ama okunması tavsiye edilir.
Yaşayan tarih olarak nitelendirilen Halil İNALCIK ve öğrencileri tarafından hazırlanan bunca yıldır Osmanlı'nın Kuruluş tarihini ve yerini yanlış bildiğimizi anlatan kitap.. Yazarın sosyolojiyi ve tarihi aynı anda kullanıyor olması olayları daha iyi anlamamızı sağlıyor. Kitap içerisinde ayrıca, Osman Gazi'nin göğsünden çıkan ağacın dünyanın dört bir tarafına yayıldığını gördüğü rüyasını Şeyh Edebali'nin yorumladığı olayın tamamen rivayet olarak belirtilmiş.
Yakın tarih çalışması olarak Kıbrıs'ı bu kadar tarafsız ve iyi bir şekilde anlatması takdire şayan. Kıbrıslının Türkiye'ye bakış açısını, Türkiye'nin Kıbrıs politikasında yapmış olduğu olumlu ve olumsuz hamleleri üzerinde tek tek durarak insanı sıkmadan akıcı bir şekilde anlatmış yazar.
Yakın bir arkadaşımla uzun bir Osmanlı son dönemi tartışmasından sonra bu kitabı hediye etmişti. Kitabın dili akıcı, Arapların I. Dünya Savaşı'nda ki durumuna farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
Popüler olduğu için ilk başlarda okumak istememiştim ancak kendimi tutamadım ve kitabı aldım. Okumaya başladıktan sonra nasıl bir lezzetten mahrum kaldığımı anladım :) olayların birbiri ile bağlantılarının çok iyi kurgulanması ve Şems'in 40 kuralı(aslında yazarın oluşturduğu), Mevlana'ya olan sevgi ve merak, kitabın akıp gitmesinin temel nedenleri sanırım. Üniversite yıllarında okuduğum bir eser, dersten çıktıktan sonra bir an önce eve gidip okumaya başlasam diye sabırsızlandığım zamanlar aklıma geldi :)