okunası John Steinbeck'in okuduğum ilk eseri. Kısa ama bir o kadar etkileyici...Kino ve eşinin bebekleri için verdiği mücadele okunası. Fakir bir inci avcısı olan Kino'nun bebeğini tedavi ettirmek için inci aramaya çıkmasıyla başlar her şey... Tahmin ettiğinden çok daha büyük bir inci bulur ama bu inci ona ve ailesine mutsuzluktan başka bir şey kazandırmaz. Okurken pek çok bölüm gözümün önünde sahnelendi. Ben çok sevdim,tavsiye ederim.
Çocuk kitaplarını okumayı seven birisi için keyifli bir yolculuktu. Bir solukta okudum bitti. Üzerine düşündüğümde minicik dünyaları renklendirebileceğini söyleyebilirim. Akıcı bir üslupla yazılmış bir eser. Sıkmadan, yormadan akıp gidiyor. Küçük Kara Balık yaşadığı suların ötesini merak ediyor ve macera başlıyor. Keşfetmek istediği bir "dünya" var önünde. Başta annesi olmak üzere pek çok engel çıkıyor karşısına ama hiçbiri Küçük Kara Balığı yolundan döndüremiyor. Küçük Kara Balığın yolculuğunda pek çok canlı çıkıyor karşısına. Keşke bu canlılara karşı biraz daha saygılı ifadeler kullansaydı diye düşündüm birçok yerde. Kendisine kötülük yapmak isteyenlere de hoşgörüyle yaklaşmayı bilseydi diye geçirdim içimden. Sonra da o kadar kusur kadı kızında da bulunur diyerek okumaya devam ettim. Sonuçta ben sevdim. Okuyun,okutun derim.
Amin Maalouf uzun süredir okumak istediğim bir yazardı. En çok da Semerkant'ın adını duymuştum. Yazar ile tanışmak için de bu eserini seçtim. Öncelikle kitabın elimde sürüklendiğini söylemeliyim. Genelde başladığım kitabı bitirmek gibi bir derdim olduğu için okumaktan vazgeçmedim. Hatta bu kitabı okurken iki tane başka kitap bitirdim. Diğer incelemelerde de belirtildiği gibi Hayyam-Nizamülmülk ve Sabbah bölümü ilgimi geçti fakat sonrasını sadece bitirmek için okudum desem sanırım yalan olmaz. Bir de kitabın son 20 sayfasını beğendiğimi satırlarıma eklemeliyim.Eser okumaktan zevk aldığım kitaplar listesine giremedi ne yazık ki.