Sabahattin Ali'nin dili oldukça yalın. Her şeyi en sade haliyle, olduğu gibi açıklıyor. Kitaba çok bayıldım diyemem ama Sabahattin Ali'nin kelimeleri kullanışını beğendim. Sonu da kendisine özgüydü. Trajedik sonların yazarı kesinlikle. Beni çok etkilemedi ama hoşuma gitti. Tavsiye ederim.
Bana Türk edebiyatını sevdiren kitap diyebilirim. Dili oldukça ağır, ağdalı anlatım kullanılmış. Benzetmeleri harika. Benim gibi ağır dili sevenler için birebir. Kitap için söylenilecek fazla bir şey yok. Ben bayıldım, okumanızı tavsiye ediyorum.
Bu kitap beni Kristin Hannah'la tanıştırdı, kitaplar içerisine atılmama sebep oldu. Okuyalı çok uzun bir zaman geçti ama nasıl ağladığım hala daha aklımda. Bu kitabın konusunu uzunca anlatmak gelmiyor içimden, doğru kelimeleri seçemiyorum. Zaten yazılanlar yeterli olur ama benim diyebileceğim tek şey: MUHTEŞEM. Mutlaka okuyun diyorum, tavsiye ediyorum. Mükemmel bir hayatta kalış romanı. Eskidenki henüz yeni filizlenmeye başlayan "olgun" düşüncelerimle yorumlamıştım kitabı, Jude'den haz etmemiştim. Bir arkadaşımla bu konuda konuşmuştum ve onlar hala daha aklımda. Bir gün bu kitabı tekrar okuyacak, tekrar yorumlayacağım ve kesinlikle unutmayacağım. Benim için bu kadar çok anlam ifade eden bir kitap bulmanın sevincini yaşıyorum. O sonda, mektupta döktüğüm gözyaşları... Deli gibi ağlamıştım. Kesinlikle benim başyapıtlarımdan birisi. Kesinlikle okuyun.
Bir günde bitirdiğim mükemmel ötesi kitap. Kesinlikle çok başarılı, Beşinci Dalga'dan daha iyi olduğunu bile söyleyebilirim. Rick Yancey üslubunu daha da akıcı bir hale getirmiş. Bu kitabın havası harikaydı, kendinizi direkt olarak o serüvende buluyorsunuz. Beşinci Dalga'da bazı yerlerde sıkılmıştım ama bunda hiç sıkılmadım. Evan'a ısındım, Jilet'i çok sevdim, Hileci'ye karşı nötrüm. Kesinlikle okunması gereken bir seri. Tavsiye ediyorum.
Çoksatanlar listesinde yer almasıyla, ben de merak edip aşina olmama rağmen aldım ve okudum. Beğendim mi? Sayılmaz. Bence anlatım gayet yavandı. Hiç olay yoktu, düz bir paragraf okurmuş gibi okudum. Hiç heyecanlanmadım, mimik değiştirmedim. Seri olması bir yana ben bir serinin her kitabında bir heyecan beklerim, duygu değişikliği yaşamak isterim. Ancak Kötü Çocuk'ta bu yoktu. Rutin şeyler anlatılır gibiydi. Vasattı demeyeceğim, idare ederdi. Reading slump dönemindeyseniz ya da bir seriyi bitirmişseniz okuyup geçiş havası yapabilirsiniz. Okurken zorlanmazsınız. Atıştırmalık kitap diye tabir edeceğim. İlla alın diyebileceğim bir kitap değil. Serinin devamını da almayı düşünmüyorum.
Ateşböceği Yolu gibi kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap değil. Açıkçası ben ilk başlarda okumakta zorlandım ama biraz sonra karakterler iyice ortaya çıkında havaya girebildim. Johnny'nin, Tully'nin ve Marah'ın başına gelenleri merak ediyorsanız okuyabilirsiniz ama okumasanız da bir şey eksik kalmaz. Benim gibi seri bitirme hastalığınız yoksa tabii.
Öncelikle kitap için denilebilecek tek şey MÜKEMMEL. Kristin Hannah'ın kendine özgü havası yine karşınızda ve sizi resmen savuruyor. Ona karşı çıkmanızın imkânı yok. Sonunda ağladığım, mutlaka tavsiye ettiğim mükemmel bir kitap. Kate'ye bayıldım, onu benmiş gibi hissettim, Tully'den nefret ettim, Johnny'e hayran kaldım -özellikle sonda-. Tully'i neden sevemediğimi bilmiyorum ama bazı yerlerde öyle şeyler yaptı ki şok oldum. Kısaca okuyun!