Kendisini tatmin etmek için kadınları yavaş yavaş öldüren bir ruh hastası ve onun korkunç yöntemiyle karşı karşıyayız. İnsan nelerin koleksiyonunu yapabilirmiş, hayretle okuyacaksınız... Okurken çok gerildim ve korktum. İlk defa bir kitabı okurken perdeyi, kapımın arkasını, kuytuları, köşeleri kontrol ettim. Eline neşteri alan biri bakın neler yapıyor...
Kitap, Rusya'dan kaçırılan bir avuç genç kızın başına gelen korkunç olaylarla başlıyor. Dünyanın en gelişmiş ülkesinde dahi olan iğrenç sorun fahişelik kitabın konusu... Bu sefer psikopat bir seri katille değil, kadınları satan ve işine gelmediğinde onların öbür dünyaya biletini kesen kişi ya da kişilerle karşı karşıyayız. Tess Gerritsen kolay okunabilirliğiyle yine sağlam bir roman yazmış.
Noel vaktidir. Geceyi korkunç bir cinayet böler. Oraya buraya kusan polislere bir tek güçlü olmak için ekstra çaba harcayan Rizzoli katılmamıştır... Tuhaf cinayetler birbirini izler. Hepsi farklı yöntemlerle gerçekleşse de ortak bir noktaları vardır: Ters dönmüş haçlar... Çarpık inançlarla psikopatlığın birleştiği bu kitap, okuyanları korkuya davet ediyor. Tess Gerritsen her zaman ki gibi iyi iş çıkarmış.
Eşinden ayrılan Julia, tarihi bir ev alır. Bahçesine güller ekmek ister, ama çok fazla yabani ot vardır. İşe onları temizlemekle başlar. Kazmasıyla toprağı eşelerken, birkaç denemeden sonra bir kaya parçasına denk geldiğini zanneder. Biraz zorlayınca bunun bir mezar olduğunu anlar... Roman, geçmişle günümüz arasında gidip gelinerek yazılmış. Bence kurgusu kusursuz. Sanırım bu olayların gerçeklik payı da var. Kitabın sonunda bir doktorun önemli adımlarından bahsedilmiş. Kitapta doğum yapıp ölen kadınlar, pelerinli bir katil, mezar soyucuları, kadavralar, aşk vs. ne ararsanız var. Katil kim sorusu peşinizi bırakmıyor. İnanılması tüyler ürpertici olaylar da cabası... Kitabın bir yerinde bir cerrahi müdahale sahnesi var ki, midenize sahip çıkmakta zorlanacaksınız uzak durun. Günümüzde olan kısma biraz daha eğilebilirmiş yazar. Biraz o kısmı tatmin etmedi. Yahut hiç koymayadabilirmiş. Sadece geçmiş insana yeterdi. Ama yine bu kitap, okuyanı her halükarda memnun eder. Akıcı, ilgi çekici ve yer yer dehşet uyandırıcı. Tavsiye ederim.
Cerrah ve Çırak'ı okuyan birçok kişi, Rizzoli & Isles serisini okumaya yöneliyor. Bu da serinin 4 kitabı. Yine kolay okunmasıyla, merakı kırbaçlamasıyla, cinayetlerle, şok eden gerçeklerle, bu da mı aklına geldi Gerritsen sen müthiş bir yazarsınla geçen güzel bir polisiye romandı. Bu tür romanları özellikle kitap okuyamadığım yahut sıkıldığım zamanlarda okuyorum. İlaç gibi geliyor. İnsanın okuma isteğini artırıyor. Yine bir polisiye, yine bir Gerritsen dünyası sizi pişman etmeyecek sayfalara buyur ediyor.
Cerrah, Çırak ve Günahkar'ı art arda okudum. İlk iki kitap o kadar korkutucuydu ki, bu kitap o kadar etkilemedi. Sadece çok fazla mide bulandırıcı sahne vardı. Katil yine insanın karnında ne var ne yok oynatacak bir sahneyle kurbanını geride bırakmıştı... Başka bir kurbanın başına gelenler de tam anlamıyla şok ediciydi. Bu kitap biraz daha sakin geçti ama Tess Gerritsen kesinlikle yine pişman etmedi.