Günlük türündeki bu kitapta başarılı Rus yönetmen Tarkovski'nin çoğu insanın sandığından farklı olarak sinema sektöründe ne kadar fazla sorunla karşılaştığını, yine de hiçbir zaman pes etmeyip dimdik ayakta kalarak hayallerini gerçekleştirmeye çalıştığını gördüm. Kitabın bana kattıkları çok fazla oldu. Benim en çok sevdiğim şeyse birçok düşünürün değerli sözlerine günlüklerinde yer vermiş olmasıydı.
Mai ve siyah, Halit Ziya'nın romanları arasında en beğendiğiymiş. Kitap Ahmet Cemil'in hayal hakikat çatışmasını realist yönleriyle anlatıyor. Orjinal dili oldukça süslü, tam bir Servet-i Fünun örneği. Dönemini çok güzel yansıtan başarılı bir kitap. Sadece olay akışının yavaş olması ve betimlemelerin kimi zaman sayfalarca sürmesi beni biraz sıktı diyebilirim.
Bir biyografi ne kadar akıcı olabilir? Sorusunun cevabı bu kitap kadar olabilir. Eğer konuya pek ilginiz yoksa sıkıcı bulacağınız bir kitap olacaktır muhtemelen. Şahsen ben kitabı okuduktan sonra şartlar nasıl olursa olsun iyi yerlere gelinebileceğini, öldükten sonra güzel hatırlanmanın aslında yaşamak kadar önemli olduğunu kavradım. Açıkçası Mustafa İnan'ı daha önceden tanımadığım için de kendimi biraz suçladım.
Yanlış batılılaşmanın güzel benzetmelerle anlatıldığı akıcı bir kitap. Fakat sanki olaylar daha yeni başlayacakken bitmiş gibi oldu, bence böyle bir konu daha uzun şekilde ilgi çekici olaylarla anlatılabilirdi. Fazla kısa geldi bana, bir bu kadar daha olsaydı keyifle okurdum.
Kitabın konusu çok ilginç ve doğal olarak fantastik olaylar bekliyorsunuz fakat beklemeyin. Gerçekten eğer böyle bir olay yaşansaydı biz ne yapardık diye düşünmeden edemiyorsunuz ve sanırım yazarın da istediği şey buymuş, olabilecek en gerçekçi şekilde anlatmış, ben daha heyecanlı olmasını isterdim ve uzun süre bekledim okurken. Kitap genelde karakterlerin hislerinden ya da uzun betimlemelerden oluşuyor. Olaylara ve diyaloglara verilen yer az olduğu için bu kitabı biraz sıkıcı yapmış. Ayrıca bu geri dönüşün nedenini ya da "onlar gerçek mi?" sorusunun cevabını heralde yazar da bulamamış ki yanıtsız kalmış.
Ben kitabı çok beğendim. Aslında beklediğim kadar gerilim yoktu. Katilin kim olduğundan çok, ikilinin ilişkilerinin nasıl devam edeceğini daha çok merak ettim diyebilirim. Yine de çok sürükleyiciydi . Sonuna yakın her zamanki gibi burda da bi şaşırtma vardı ve heyecan doluydu.
Kitaba ilk başladığımda sadece bu mahkeme süreciyle mi devam edecek diye korktum. Fakat geçmişe olan flashbackler çok iyiydi ve konuyu tamamladı. Konu çok üzücü bazı yerlerde gözyaşımın akmasına engel olamadım. Ayrıca Elle ve Matt arasıdaki aşk o kadar doğal ve etkileyiciydi ki kitabı okumadığım zamanlarda bile aklıma gelip beni hüzünlendirdi. Ve bir erkeğin (Matt'in) bakış açısından bu olayı görmek olağanüstü dokunaklı ve çok başarılıydı. Bu arada yazarın ilk kitabı olmasına ramen çok akıcı ve sürükleyici bi anlatımı vardı. Herkese okumasını tavsiye ediyorum.