http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/08/erebos-kitap-yorumu.html Kitabın ilk yarısında daha çok mistik bir hava sezilse de, ikinci yarısında olaylar daha somut ve farklı bir boyut alıyordu. Özellikle son 100 sayfasında asla tahmin edemeyeceğim olaylar meydana gelmişti. Kitapta sevmediğim tek yer son bölümü oldu. Olaylar çözüme kavuştuktan sonra çok yersiz eklemeler yapılmıştı bence. Yani en azından böyle dolu dolu ve sağlam kurgulu bir kitap için fazla zorlama bir kısımdı. Bunun dışında kitabı baştan sona ilgiyle okudum. Son derece zekice kurgulanmış bir kitap olduğunu düşünüyor ve herkese gönül rahatlığıyla öneriyorum efenim. Reading slumpa birebir benden söylemesi.
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/08/tersyuz-kitap-yorumu.html Tersyüz, kitaplığımda uzun süredir okunmayı bekleyen kitaplardan biriydi. Öyle ki kitabı herkes okudu, yorumladı, çok sevdi. Hatta ben anca okuyuncaya kadar kitabın kapağı bile değişti. Aslında kitabı okumayı uzun zamandır da istiyordum hani ama yine okumayı sebepsizce ertelediğim ve sonunda okuyunca 'iyiki de okumuşum' dediğim kitaplardan biri oldu. Okurken bol bol gülümseten, yeri geldiğinde de gözlerimi yaşartan, hem en bilindik klişelerle, hem de hayatın içinden mucizelerle dolu bir kitaptı. Bu yılın favori kitapları arasına da girdi haliyle.
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/07/cizgi-pijamal-cocuk-kitap-yorumu.html Bir tarafta çizgi pijamalı bir çocuk var, diğer tarafta olanlardan bihaber dokuz yaşında başka bir çocuk. İkisini birbirinden ayıran tek şey, aralarına çekilmiş tel örgüler. Yoksa ikisi de birbirinin aynısı iki masum çocuk. Bana belki de en çok, yazarın konuyu okuyucuya aktarış biçimi dokundu. Yani bu kadar büyük bir acıyı, bu kadar ürpertici bir öfkeyi küçük bir çocuğun gözünden masumane olarak dile getirmesi.
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/07/olaganustu-bir-gece-kitap-yorumu.html Kitabı her ne kadar sevsem de, yazarın en sevdiğim kitabı bu oldu diyemeyeceğim malesef. Evet kitabı baştan sona çok beğendim ama yine de bana bir şeyler yetmedi gibi. Sanırım istemeden de olsa kitabı yazarın diğer kitaplarıyla karşılaştırarak okuduğumdan dolayı böyle düşünüyorum. Stefan Zweig'in öyle büyülü bir dili var ki, kitaplarını okurken açıklanamaz bir şekilde ana karakter sanki bir anda ben oluyorum. Her karakterinde bir nebze kendimi görmeye başlıyorum. Ve tabiki de bu anlamda, yani psikolojik tahlil anlamında yazarı çok başarılı buluyorum. Zweig'in diliyle en kısa zamanda tanışmanızı tavsiye ederim.
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/07/her-kalp-kendi-sarksn-soyler-kitap.html Kitabı kurgusundan tutun anlatımına kadar her şeyiyle çok sevdim. Özellikle yazarın olayları masalsı bir dille aktarması çok çok çok hoşuma gitti. Öyle ki, kitap bu kadar akıcı olunca bir oturuşta çok fazla okuyabiliyordum. Bazı günler hiç kitap okumadığımı da hesaba katarsak, kitabı çok kısa sürede de bitirdim. Dışı kadar içinde de sıcacık duygular barındıran bu kitaba bir şans verin derim.
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2016/07/yabanc-kitap-yorumu.html Tamı tamına 752 sayfa, koskocaman, tuğla gibi bir kitap düşünün. Sonra da, bu kitabın başına her oturuşunuzda rahatlıkla 100-150 sayfa okuduğunuzu. O zaman bu kitap olmuş mudur? Tabiki de olmuştur. Yabancı'ya bayıldım. Son dönemde okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Dolayısıyla bu yılın favorileri arasında da yerini ayırttı.