Kitabın en çok, İstanbul'u anlatan kısımlarını sevdim. Onlar da olmasa okuyamazdım. İnsanın psikolojisine yönelik yazılan bir kitaptır daha çok. Fakat kişilerin içlerinde yaşadığı bunalımı, geçmişse gitmelerini anlatırken biraz sıkmış yazar. Okuyacak onlara tavsiyem sabredip bitirmeli, ama bitirdiklerinde de ellerine pek bir şey geçmeyeceğini bilmeleri.
Öykü kitabı okumayı seviyorken bu kitap beni çok sıktı açıkçası. Sadece "İkizlerden Biri" hikayesi güzeldi. Diğerlerine pek anlam veremedim.
Diğer kitaplarından farklıydı. Pek sevdiğim beğendiğim söylenemez.
Şiir yazmak bence çok farklı bir meziyettir. Herkes yazamaz. Fakat Sezai Karakoç bu işin iyi bir ustasıdır.
Bütün şiirleri bir arada olduğu ve hepsinin dönemine, tarihine göre ayrılmasından dolayı çok sevdim. Bazı yerlerde kendi el yazısından şiirleri de konulmuş olması çok hoş olmuş. İnsan bu kitabı hangi ruh halinde olursa olsun eline aldığında mutlaka okuyacağı 5-6 tane şiir çıkar.
Sade hikayelerden oluşuyor. Hikaye severler için çok çabuk okunacak bir kitap. Ben okurken hikayelerin birbiriyle bağlı olmadığını düşündüğüm için kafama göre okuyarak gitmiştim. Değişik olmuştu, size de öneririm.