Osmanlı tarihine, özellikle Fatih'e ve polisiyeye merağı olanlar için harika bir eser. Mehmed Han ve İstanbul'un Fethi hakkında bolca bilgi edinilebilecek bir eser. Aynı zamanda son bir kaç sayfasına kadar sizi merakta tutmayı da biliyor. Her ne kadar ilk 200 sayfa falan ana karakterimiz Müştak Serhazin'in 'yeter artık ama' dedirten iç hesaplaşmalarıyla geçse de sonrasında, yani Müştak'ın Tahir Hakkı'yla buluştuğu sabahtan sonra hikaye çok güzel ve sürükleyici bir hâl alıyor. Ahmet Ümit'in daha önce Bab-ı Esrar kitabını okumuştum ama o kitap benim için 'eh işte' idi. Bu kitap ise anlatmak istediğini başarılı bir şekilde anlatan, iyi kurgulanmış ve ilgi çekici bir eser olarak hafızamda her etti.
Aslında oldukça meraklıydım kitap hakkında, ilginç bir kurgusu var ama beklentilerimi karşıladığını söyleyemem. Çok daha yaratıcı şeyler çıkabilirmiş. 4-5 farklı şekilde ilerlemeyi denedim hikayede ama sonunda sürekli ölüyorum, mutlu son yok maalesef :)
Kimine göre abartı kimine göre delilik belki ama her gece Yüzüklerin Efendisi izleyen biri olarak kitabı okuma vaktim gelmişti ve geçiyordu bile. Bu kitaptan sonra en sağlam betimlemeler bile az gelecektir bana. En sanatlı diller bile basit gelecektir bana. Fantastik edebiyata kattığı bir çok ırkla, hayal alemimizi şenlendiren olağanüstü mekanlarıyla, her birini ayrı sevdiğimiz karakterleriyle bu kitap her zaman diğer kitaplardan farklı bir yerde olacak. Gandalf karakterini filmlerden de seviyordum zaten ama kitapta resmen açık ara favorim oldu. Çok başarılı yazılmış. Saygılar Üstad Tolkien. Filmlerini izledikten sonra ilk iş The Hobbit'i okumak olacak tabii.