Bir Kristin Hannah kitabını daha bitirmiş bulunmaktayım... Bir ara o kadar ağladım ki kitaba ara vermek zorunda kaldım. Bu kadının duyguları işleyişine bayılıyorum. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan.
Genelde bu kadar kısa aralıklarda aynı yazarı okumam ama Nancy beni pişman etmedi... Fırtına Kokusu da en az Bakire kadar güzeldi. Hatta bu kitabı, Bakire'den daha çok sevdim. Anlatım tarzı olsun, karakterleri olsun mükemmeldi. Özellikle Collin... Böyle karakterlere zaafım var sanırım. :D
Öyle çok ahım şahım bir kitap değildi ama kısa olduğu için yine de sıkılmadan okudum. Bahsi geçen iblisin kim olduğu bu kadar bariz olmasa çok daha güzel olabilirdi. Üstelik sonu biraz yarım bitti. Seri mi değil mi, herhangi bir araştırma yapmadığım için bir şey diyemeyeceğim. Ama eğer seri değilse çok sinirime dokunur. :D Yarım kalan kitapları sevmiyorum.
Kurgu çok güzeldi bence... Beklemediğim bir sonu da vardı. Unutmayacaklarım arasına girdi. :)
Çok tatlı, yarım gün içerisinde bitebilecek tadımlık bir kitaptı. Öyle ahım şahım, değişik bir konusu ya da yazarın ilginç bir anlatımı yoktu ama yine de güzeldi. Mini bir aşk hikayesi arıyorsanız, buyrun okuyun derim.
Seri gittikçe güzelleşiyor... İlk kitap ile bunun arasında dağlar kadar fark vardı. Ya da artık karakterlerimiz büyümeye başladığından okuması daha zevkli oluyor. Bilemiyorum. :)
Okuduğum en değişik kitaplardan biriydi. Tesadüfler, yanlış anlamalar... Çalınan kırk yıl. Unutmayacaklarım arasına girdi.