yaşarsam atmış beş yıl sonra bir daha okuyacağım, büyük ihtimalle o zaman daha ilgi çekici gelecek...
serinin 9. kitabı bana gene 'neler oluyor lan' dedirtti... kitabı okumadan yorumları okuyanlar olduğu için, beklediğimden yarı yarıya farklı bir sonu vardı... rizzoli-ısles serisi geröekten okumaya değer bir seri ilk kitabından son kitabına kadar hepsini belirli bir seviyenin çok üstünde ve okuması oldukça zevkli...
kararsız kaldığım bir kitap, tipik amerikanvari film senaryolarını andırıyordu yalnız mantar diye diye mantardan soğuttu beni, genel olarak hareketliydi ama dediğim gibi yazar kitabı biraz gereksiz yere boğmuş...
bir kaç tane güzel hikaye vardı ama açıkçası hikayelerin çoğu beni hayal kırıklığına uğrattı...
açıkçası çok begendim, sil sade olay örgüsü çok güzel oluşurulmuş konu sıradışı ve özgün, beklediğimden çok daha iyiydi, hemde bu tarz oyunları sevmeyen biri olarak bunları yazıyorum...
dil sade zusak gene esprili bir dil kullanmış ama "hiç kimse sıradan değildir" ve "kitap hırsızı" ndan sonra hayal kırıklığına uğradım, beklentim çok daha büyüktü...
neden kaynaklandığını bilemiyorum ama dostoyevski hariç okuduğum klasiklerden tat alamıyorum, ısrarla farklı yazarlar okuyorum ama olmuyor, sanırım artık kabul etmeliyim klasikler bana göre değil...