26 Kasım 84 de İstanbul’da doğdum.Yay burcu’nun özgür ruhu ile asla sakin bir çocuk olamadım. Öyle ki babam bile “senin karakterin doğduğun gün oluşmuştu” dedi hep…
Çocuk yaşlardan beri hayallerini hedeflere dönüştüren, bu yolda tüm zorluklara gögüs gerebilen, ismimdeki “erkek”tınısının hakkını verebilen biri oldum.
6 yaşında kasetlerin üzerini bantla kapayarak yapığım ses kayıtları, sanatçı anonsları, hatta çocuk besteleri çalışmalarım ailemin dikkatini çekmiş olmalı ki; beni İstanbul Şehir Tiyatroları sınavına yönlendirdiler. 6 yaşımda sadece 10 kişinin seçildiği İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Çocuk Eğitim Birimi’ne girmeye hak kazandım. 6 yıl tiyatro eğitimi alıp 98’e kadar özel tiyatrolarda, diziler de aktif olarak rol aldım.
Çocukluk yıllarından beri müzikle uğraşan bir aile içerisinde hep iyi bir dinleyiciydim. Babam Tambur çalar, ablam Tar çalar, birlikte şarkılar söylerlerdi. Ben de sadece dinlerdim… Ama can kulağıyla…
Her türlü müziği yorum,tarz,dil ayırmadan sevdim dinledim ve kocaman bir arşiv haline getirdim.
Müzik dinlemek , hayatımı , fikirlerimi dışa vurmaktı benim için. Aşık olduğumu Sezen Aksu’dan öğrendim. Kimin daha çok sevdiğini Kayahan’dan duydum… Ayrılık acımı Harun Kolçak anlattı. Ben sevindim Oya–Bora söyledi. Her şarkıyı dinledim, beni anlatanları seçtim, yazdım,gönderdim…
Liseye geldiğimde hayallerimi hedefe...
daha fazla
26 Kasım 84 de İstanbul’da doğdum.Yay burcu’nun özgür ruhu ile asla sakin bir çocuk olamadım. Öyle ki babam bile “senin karakterin doğduğun gün oluşmuştu” dedi hep…
Çocuk yaşlardan beri hayallerini hedeflere dönüştüren, bu yolda tüm zorluklara gögüs gerebilen, ismimdeki “erkek”tınısının hakkını verebilen biri oldum.
6 yaşında kasetlerin üzerini bantla kapayarak yapığım ses kayıtları, sanatçı anonsları, hatta çocuk besteleri çalışmalarım ailemin dikkatini çekmiş olmalı ki; beni İstanbul Şehir Tiyatroları sınavına yönlendirdiler. 6 yaşımda sadece 10 kişinin seçildiği İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Çocuk Eğitim Birimi’ne girmeye hak kazandım. 6 yıl tiyatro eğitimi alıp 98’e kadar özel tiyatrolarda, diziler de aktif olarak rol aldım.
Çocukluk yıllarından beri müzikle uğraşan bir aile içerisinde hep iyi bir dinleyiciydim. Babam Tambur çalar, ablam Tar çalar, birlikte şarkılar söylerlerdi. Ben de sadece dinlerdim… Ama can kulağıyla…
Her türlü müziği yorum,tarz,dil ayırmadan sevdim dinledim ve kocaman bir arşiv haline getirdim.
Müzik dinlemek , hayatımı , fikirlerimi dışa vurmaktı benim için. Aşık olduğumu Sezen Aksu’dan öğrendim. Kimin daha çok sevdiğini Kayahan’dan duydum… Ayrılık acımı Harun Kolçak anlattı. Ben sevindim Oya–Bora söyledi. Her şarkıyı dinledim, beni anlatanları seçtim, yazdım,gönderdim…
Liseye geldiğimde hayallerimi hedefe dönüştürme vaktim gelmişti…
Ve Lise’de yoğun ders temposu olan Marmara Radyo Tv Gazetecilik Anadolu Lisesi’ne girerek, aktif tiyatro hayatımı bitirdim. Artık iyi bir izleyicim.
Lise hayatım okulumuzun yerel yayın yapan radyosu Radyo Marmara’da geçti diyebilirim. Her hafta 20 saat uygulama dersi ve 2 gün staj ile doya doya müzik dinledim hem de dinleyicilerimle.
4 senelik lise hayatımı okul üçüncüsü olarak tamamladım.
Radyo ve tiyatro eğitimim tamamlandıktan Üniversite de Reklam eğitimi almak istediğime karar verdim. Ve Kültür Üniversitesi Reklamcılık bölümünü burslu olarak kazandım. Eğitim konusunda mütevazı olmayacağım çünkü bu başarılarım, hırçın çocukluğuma şahit olmuş herkesin gözlerini yaşartmıştır
Üniversiteyi de derece ile tamamladıktan sonra geriye baktığımda sevdiğim ve hayalini kurduğum şeylerin bir puzzle gibi birleştiğini fark ettim. Okulumu bitirir bitirmez Star Grubu Radyoları’nın reklam departmanında çalışmaya başladım. Hem bir radyo bünyesi içerisindeydim hem de reklamcı olmuştum.
Boş zamanlarımda yayıncı arkadaşlarının yanında aldım soluğu. İçimde yaşattığım tüm çocukluk ve gençlik sevinçlerim,hüzünlerim dinlediğim şarkılarda yaşamaya devam ediyordum. Anılarıma anı kattıkça arşivimdeki şarkılar artıyor ve yıllar geçtikçe çok kıymetli bir hazineye
dönüşüyorlardı.
Yine koşuşturmalı bir işgününde olağan sohbetlerimiz sırasında birden”Düş” lerimiz dile geldi. Benim çocukluk hayallerimi gerçekleştirmem için Tanrı bana Gökhan’ı göndermişti. Aynı şarkıların özlemini duyan, aynı hüzünleri mutlulukları anımsayan iki kişi! Ve benimle program yapmayı isteyerek beni her zaman cesaretlendiren, koruyan, yol gösteren İnsanüstü” değerleri olduğuna inandığım sevgili partnerimle ortak bir “Düş” yaratmıştık artık. Uzun sohbetler sonunda anılarımızı, gençliğimizi ve tüm düşlerimizi tek bir bahçede topladık… Ve Düş Bahçeleri iki kişinin düş’ü olmaktan çıktı!
Aşk dolu,keyif dolu,hüzün dolu… Yaşanmışlıklar… Bir yıl boyunca ikimizin dilinden ulaştı sizlere. Sizin düşlerinizle her geçen gün büyümeye devam ediyoruz.
Yaşadığım mutluluk ve heyecan tarifsiz. Yılların eskitemediği şarkılarla kim bilir kimlerin kulaklarını çınlatıyoruz… Gözlerimiz dalıyor çok uzaklara…
Ve ben Düş Bahçeleri’nde çok başarılı bir program yapımcısı olmasının dışında, elimi sürekli omzumda hissettiğim partnerim, Anı’daşım Gökhan ile çocukluk hayalini gerçekleştirmenin sevinci ile içi içine sığmayan bir çocuk gibiyim…
Düş Bahçeleri sizinle birlikte sadece bir radyo programı olmaktan öteye geçti.Bir yıl boyunca sizden aldığımız mesajlar ve yazdığınız yorumlar ile bunun sinyalleri bize çok önceden ulaşmıştı aslında.
Haziran 2009’da başladığımız “Cihan ve Gökhan ile 90’lar Türkçe Pop” Partileri her ay Anadolu ve Avrupa yakasında çeşitli mekanlarda sizlerle buluşmayı sürdürüyor.
Partilere ait tarih ve detayları etkinlik takvimi bölümünden takip edebilirsiniz.
Tüm bunların dışında neler yapıyorum ?
Halen Süper Fm, Metro Fm , Joy Fm ve Joy Turk radyo kanallarının Reklam Satış Direktörlüğü görevimi sürdüyorum.
Her ay 90’lar partilerimize Gökhan ile birlikte devam ediyorum.
Ve her hafta http://www.2kadin.com adresinde “Şarkı Hikayeleri” ismini verdiğim köşemde dinlediğim şarkılardan hikayeler yazıyorum.
Kendi hikayemi ise en güzel Işın Karaca’nın o muhteşem şarkısıyla anlatabiliyorum…
“Yolun basını gectim, sıradaki dedim, ama sıraya da girmedim.
Neden mi?
Çünkü deliyim,derken aklımın ucurumundayım…
Baska baska baharlarda, içimdeki yollardayım dedim…
Seçilmisi seçmedim, çünkü özgürüm, derken rüyalarımın sınırındayım…
Bi yol yok onumde cizilmis, arkamda bıraktıgım benim izim…
Çünkü tutunuyorum, şimdi, neye mi?
Aşkıma aşksızlıgıma,
Baslayacağıma,bitirdiğime,
Duşlerime,isyanıma,heyecanıma,özüme,tutkuma.
Tutunmaya çalısıyorum…
Diyelim ki tutkunum…
Çünkü ben kadın,
Çünkü sen erkek,
Çünkü; o aşk.
Hayatıma hoşgeldiniz..
Ya da hayatınıza hosgeldim…!”
Işın Karaca.
daha az