silentvoice,
william ford gibson isimli yazarın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
William Ford Gibson (doğum 17 Mart 1948) yazdığı bilim kurgu romanları ile tanınır. Siberpunk akımının babası olarak bilinen Gibson'ın ilk romanı Neuromancer, yayınlandığı 1984 yılından bu yana, tüm dünyada 6.5 milyonun üzerinde satmıştır.
Gibson Güney Carolina'nın Conway şehrinde dünyaya geldi. 1968 yılında Vietnam Savaşı'na katılmayı reddederek bir süreliğine Kanada'ya yerleşti. 1972 yılından bu yana, bilim kurgu kitaplarını yazmaya başladığı Vancouver şehrinde yaşamaktadır. İlk çalışmaları sibernetik ve siberuzay teknolojilerinin gelecekte insan ırkı üzerindeki muhtemel etkilerini konu almıştır. 80'li yıllarda kaleme aldığı kurguları daha çok soğuk ve kasvetli bir etki bırakmaktadır. İlk romanı Neuromancer üç büyük bilim kurgu ödülüne layık görülmüştür. ( Nebula, (Nebula, Hugo ve Phillip K. Dick) Daha sonra yayınladığı iki romanı Count Zero ve Mona Lisa Overdrive, Neuromancer ile birlikte Sprawl Üçlemesi'ni tamamlamıştır. Gibson'ın ikinci üçlemesi Bridge, ilkiyle benzer konularda olmakla beraber, bu sefer daha gerçekçi bir zemine oturuyordu. San Francisco'nun yakın geleceğini anlatan hikaye Virtual Light, Idoru ve All Tomorrow's Parties romanlarından oluşmaktadır. Yıllar geçtikçe Gibson kendisini meşhur eden kötümser kurgularından gittikçe uzaklaşmış, romanlarını olaydan olaya atlayan bir şekilde yazmak yerine, Realist bir tutum benimseyerek, süreklilik gösteren ve daha hikayesel bir tarzda yazmıştır. Bununla birlikte romanlarında, değişen teknolojinin, özellikle olumsuz sosyal etkilerini vurgulamaya devam etmiştir.
William Ford Gibson (doğum 17 Mart 1948) yazdığı bilim kurgu romanları ile tanınır. Siberpunk akımının babası olarak bilinen Gibson'ın ilk romanı Neuromancer, yayınlandığı 1984 yılından bu yana, tüm dünyada 6.5 milyonun üzerinde satmıştır.
Gibson Güney Carolina'nın Conway şehrinde dünyaya geldi. 1968 yılında Vietnam Savaşı'na katılmayı reddederek bir süreliğine Kanada'ya yerleşti. 1972 yılından bu yana, bilim kurgu kitaplarını yazmaya başladığı Vancouver şehrinde yaşamaktadır. İlk çalışmaları sibernetik ve siberuzay teknolojilerinin gelecekte insan ırkı üzerindeki muhtemel etkilerini konu almıştır. 80'li yıllarda kaleme aldığı kurguları daha çok soğuk ve kasvetli bir etki bırakmaktadır. İlk romanı Neuromancer üç büyük bilim kurgu ödülüne layık görülmüştür. ( Nebula, Hugo ve Phillip K. Dick) Daha sonra yayınladığı iki romanı Count Zero ve Mona Lisa Overdrive, Neuromancer ile birlikte Sprawl Üçlemesi'ni tamamlamıştır. Gibson'ın ikinci üçlemesi Bridge, ilkiyle benzer konularda olmakla beraber, bu sefer daha gerçekçi bir zemine oturuyordu. San Francisco'nun yakın geleceğini anlatan hikaye Virtual Light, Idoru ve All Tomorrow's Parties romanlarından oluşmaktadır. Yıllar geçtikçe Gibson kendisini meşhur eden kötümser kurgularından gittikçe uzaklaşmış, romanlarını olaydan olaya atlayan bir şekilde yazmak yerine, Realist bir tutum benimseyerek, süreklilik gösteren ve daha hikayesel bir tarzda yazmıştır. Bununla birlikte romanlarında, değişen teknolojinin, özellikle olumsuz sosyal etkilerini vurgulamaya devam etmiştir.
William Ford Gibson yazdığı bilim kurgu romanları ile tanınır. Siberpunk akımının babası olarak bilinen Gibson'ın ilk romanı Neuromancer, yayınlandığı 1984 yılından bu yana, tüm dünyada 6.5 milyonun üzerinde satmıştır.
Gibson Güney Carolina'nın Conway şehrinde dünyaya geldi. 1968 yılında Vietnam Savaşı'na katılmayı reddederek bir süreliğine Kanada'ya yerleşti. 1972 yılından bu yana, bilim kurgu kitaplarını yazmaya başladığı Vancouver şehrinde yaşamaktadır. İlk çalışmaları sibernetik ve siberuzay teknolojilerinin gelecekte insan ırkı üzerindeki muhtemel etkilerini konu almıştır. 80'li yıllarda kaleme aldığı kurguları daha çok soğuk ve kasvetli bir etki bırakmaktadır. İlk romanı Neuromancer üç büyük bilim kurgu ödülüne layık görülmüştür. (Nebula, Hugo ve Phillip K. Dick) Daha sonra yayınladığı iki romanı Count Zero ve Mona Lisa Overdrive, Neuromancer ile birlikte Sprawl Üçlemesi'ni tamamlamıştır. Gibson'ın ikinci üçlemesi Bridge, ilkiyle benzer konularda olmakla beraber, bu sefer daha gerçekçi bir zemine oturuyordu. San Francisco'nun yakın geleceğini anlatan hikaye Virtual Light, Idoru ve All Tomorrow's Parties romanlarından oluşmaktadır. Yıllar geçtikçe Gibson kendisini meşhur eden kötümser kurgularından gittikçe uzaklaşmış, romanlarını olaydan olaya atlayan bir şekilde yazmak yerine, Realist bir tutum benimseyerek, süreklilik gösteren ve daha hikayesel bir tarzda yazmıştır. Bununla birlikte romanlarında, değişen teknolojinin, özellikle olumsuz sosyal etkilerini vurgulamaya devam etmiştir.