1940 yılında İngiltere’nin küçük bir kasabasında doğdu. Ailesi normal bir İngiliz âilesiydi yani ismen Hıristiyan’dı ama dinle fazla ilgili değildi. Lise eğitimini Londra’da yaptı. Liseyi bitirdikten sonra Cambridge Üniversitesi’nde üç yıl Arap Fars filolojisi bölümünü okudu. Tabii sadece diller değil aynı zamanda az da olsa İslâmî edebiyatla, başta Kur’ân-ı Kerim olmak üzere ilgilendi, okudu. 1959 senesinde ilk defa Ortadoğu’ya yani İslam alemine gitti. Önce İstanbul’a geldi. Haydar Paşa garından trene binip Erzurum’a, oradan Tahran’a, Tahran’dan da Isfahan’a kadar gitti. 1961 senesinde Cambridge Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra doktora yapmak niyetiyle Tahran Üniversitesi’ne gitti. Fakat o yıllarda Şah rejiminin aleyhine gösteriler oldu, üniversite uzun süre kapalı kaldı. Doktoraya başlayamadı. Fırsattan istifade edip az çok tüm İran’ı ve komşu ülkeleri gezdi. Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a da gitti. Onun için çok iyi bir tecrübeydi. Cambridge’de yüksek tahsilinin ikinci senesindeyken ihtidâ etti, Müslüman oldu. Dolayısıyla İslam alemine tekrar gittiğinde her şeye yepyeni bir gözle baktı. 1962 de İran’dan İngiltere’ye döndü. Kısa süre İngiltere’de kaldıktan sonra Türkçe’sini ilerletmek için İstanbul’a geldi. Bir yıl burada kaldı. İstanbul’da İngilizce öğretmenliği yaptı. Nihayet 1963 yılında Cambridge...
daha fazla
1940 yılında İngiltere’nin küçük bir kasabasında doğdu. Ailesi normal bir İngiliz âilesiydi yani ismen Hıristiyan’dı ama dinle fazla ilgili değildi. Lise eğitimini Londra’da yaptı. Liseyi bitirdikten sonra Cambridge Üniversitesi’nde üç yıl Arap Fars filolojisi bölümünü okudu. Tabii sadece diller değil aynı zamanda az da olsa İslâmî edebiyatla, başta Kur’ân-ı Kerim olmak üzere ilgilendi, okudu. 1959 senesinde ilk defa Ortadoğu’ya yani İslam alemine gitti. Önce İstanbul’a geldi. Haydar Paşa garından trene binip Erzurum’a, oradan Tahran’a, Tahran’dan da Isfahan’a kadar gitti. 1961 senesinde Cambridge Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra doktora yapmak niyetiyle Tahran Üniversitesi’ne gitti. Fakat o yıllarda Şah rejiminin aleyhine gösteriler oldu, üniversite uzun süre kapalı kaldı. Doktoraya başlayamadı. Fırsattan istifade edip az çok tüm İran’ı ve komşu ülkeleri gezdi. Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a da gitti. Onun için çok iyi bir tecrübeydi. Cambridge’de yüksek tahsilinin ikinci senesindeyken ihtidâ etti, Müslüman oldu. Dolayısıyla İslam alemine tekrar gittiğinde her şeye yepyeni bir gözle baktı. 1962 de İran’dan İngiltere’ye döndü. Kısa süre İngiltere’de kaldıktan sonra Türkçe’sini ilerletmek için İstanbul’a geldi. Bir yıl burada kaldı. İstanbul’da İngilizce öğretmenliği yaptı. Nihayet 1963 yılında Cambridge Üniversitesi’ne dönüp doktora tezine başladı. Tezinin konusu ise "Kaçarlar döneminde, meşrutiyet inkılâbına kadar İran’da din alimlerinin etkisi" idi. Sonra bu çalışma önce İngilizce olarak, sonra da bazı ilâvelerle Farsça olarak kitap şeklinde yayınlandı. 1965 yılında Amerika’ya geçti. Orada, California Üniversitesi’nde assistant professor (yardımcı doçent) olarak çalışmaya başladı. İngiltere’deki okullarda kadro bulamadığı için Amerika’ya gitti. Berkeley’den kabul aldı ve göreve başladı. Aslında niyeti devamlı kalmak değildi. 40 yıldır California Üniversitesi’nde Farsça ve İslâmî araştırmalar profesörüdür. Türk olan eşiyle de burada tanıştı. Eşi aynı üniversitede Türkçe okutmanlığı yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
daha az