A Feast for Crows (A Song of Ice and Fire, #4)

9 puan

Öncelikle söylemek istediğim, bu kitabın etraftan gelen tepkilere bakarak ecnebi tabiriyle biraz ‘underrated’ kalmış olduğu. Evet, üçüncü kitapla beraber bu kitaptan beklenenlerin tavan yapacağını kestirmek pek de güç değil. Hatta üzerine 5 yıl ben de beklesem kitaba çemkirenlerden biri de ben olabilirdim muhtemelen. Fakat, bazı yerlerde gördüğüm kadar yerin dibine sokulmayı kesinlikle hak etmediğine inanıyorum.

Üçüncü kitabı ve önceki kitapları kaliteli yapan mekaniklere bakacak olursak en etkili olanlarının dur durak bilmeyen, entrikalarla güçlendirilmiş aksiyon ve çok sayıda dönüm noktasına sahip olay örgüsü olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle üçüncü kitapla beraber bu durum tavan yapmıştı. Evet, entrikalar bu kitapta da kaldığı yerden devam ediyor (Hatta resmen entrikalara boğuluyorsunuz, 7’den 70’e herkes birbirinin ardından iş çevirmeye başlamış.); fakat o eski hareketliliği beklemeyin diyebilirim. Politik oyunları seven birisi olarak benim için çok da olumsuz bir durum yoktu ortada; ancak herkes için bu durumun aynı olmayacağı aşikar.

A Feast For Crows daha çok bir geçiş kitabı gibi olmuş. A Storm of Swords’le beraber bir çok hikaye örgüsü ara bir sona bağlanmış gibiydi. Üçüncü kitabı bir çağın kapanması gibi düşünürsek bu kitabın da yeni bir çağın başlangıcındaki o geçiş dönemini anlattığını söyleyebilirim. Satır aralarını iyi okuyanlar, bu kitabın çok önemli olayların başlangıcına mükemmel bir zemin hazırladığını göreceklerdir. Tahminim odur ki ileride seri bir sona vardığında, bu kitabı yerin dibine sokan çoğu okur dönüp ‘Lan aslında bu kitap da çok iyiymiş be.’ tarzında üç beş kelamda bulunacaktır.

Bu bölümün hoşuma giden yönlerinden biri de Westeros'un, tarihi (daha çok, aileler arasındaki ilişkilerin biraz daha aydınlatılması), şimdiye kadar gözden ırak kalmış yerlere dair irili ufaklı kesitler ve adı çok duyulan ama göremediğimiz karakterlerin de teşrif etmesiyle beraber daha da zenginleşmesi oldu. Dorne, Oldtown ve Citadel, Braavos ve Iron Islands gibi yerlerin de gelişmelere ön saflardan katılmaya başlaması ve beraberlerinde getirdiği karakterlerle birlikte seriden aldığım zevk katlandı da durdu.

Kitabın bana göre en eksik kalan yönü ise POV seçimleriydi. Kitapta Jon, Tyrion, Bran, Daenerys ve onlar kadar önemli bir çok karakterin gözünden gördüğümüz bir bölüm maalesef yok. Bunun sebebi de 3. kitapla beraber devasa boyutlara ulaşan mekan sayısı, karakter bolluğu (Bu kitapta da büyümeye devam ediyor pek tabii ki. ) ve her biri için ayrı ayrı anlatılması gereken hikayeleri. Durum böyle olunca yazar zor bir seçim yapmak zorunda kalmış ve hikayeyi kronolojik olarak bölmek yerine coğrafik olarak bölmeyi seçmiş diyebiliriz. (Kronoloji 5. Kitabın ikinci yarısında yeniden düzene biniyor bu arada.)

Neyse. Uzun lafın kısası A Feast for Crows serinin diğer kitaplarının gösterişli güzelliğinden ziyade daha sade bir güzelliğe sahip. Sadece biraz daha dikkatli okunması gerekiyor.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »