İnsanların duygusal yorumlarını okurdum ve açıkçası abarttıklarını düşünürdüm. Ama kitap beni inanılmaz etkiledi.
Sara ve Danny birbirlerini çok sevmektedirler, ancak Sara 16 yaşındadır ve hamile kalmıştır. Kürtaj zamanı ise geçmiştir. Sara'nın ailesi hayatına devam etmesini istemektedir ve çocuğu evlatlık vermeye karar verirler. Sara Danny ortadan kaybolduğu için bebeği evlatlık vermek zorunda kalır ancak açık bir evlat edinmedir bu. Anne'i evlatlık verdiği Eva ve George'la çok vakit geçirmekte ve onları çok sevmektedir. Ancak çocuk doğduktan sonra işler değişmeye başlar, Eva ve George Sara'nın varlığından rahatsız olmaya başlamaktadır.
Okurken tek tek herkese hak verilebilecek kadar güzel işlenmiş bir dramdı. Yazarın kalemi gerçekten çok usta, bunu itiraf etmeliyim. Sara'ya bir yandan bu kadar saf olamaz diyorsunuz bir yandan hak veriyorsunuz. Ailesine bu kadar anlayışsız ve ısrarcı olamazlar diyorsunuz ama bir yandan hak veriyorsunuz. Eva ve George'a birazcık hak versem de inanılmaz kızdım. Sanırım her şeyi mahvedenler de sadece onlardı. Danny'le ilgili kısımlarda Sara kadar heyecanlandım, yüreğim sızladı.
Beni yüreğimden yakalayan cümle ise:
"Sara bir insanın nasıl bu kadar boş, bu kadar mutlak biçimde yalnız hissedebildiğini merak etti."
Kitap hemen hemen tüm karakterler için onarım mekanizmasıyla son bulsa da, yani tüm karakterler göreceli bir şekilde mutluluğa erse de, Sara'nın nasıl mutlak bir şekilde yalnız olabildiğini ben de merak ediyorum.
İnsanı yüreğinden yakalayan bir hikaye...