Araf da kalınacak yoğun bir duygu yükü, bulamadım kitapta. İkilem neredeydi? Hangi kayıp duyguydu? Hangi sorguydu?Sonunda intihara vardıracak kadar yaşadığı bir depresyon vakası mıydı, yoksa ruh hastalığı mıydı? Ya da iletişimsizlik, itilmişlik miydi? İletişimsizlikse nedeni iç sesi ne diyordu? Son derece merak edip aldığım ama içinde toplumsal, bireysel, psikolojik veya felsefi analizlerin olmadığı, bu yönden değerlendirebileceğim hiç bir açının bulunmadığı bir hikayeydi. Yaklaşık bir yıl önce okuyup "ee ne oldu şimdi deyip" bitirdiğim bir kitaptı. Güzel cümleleri olan, ara ara gülümseten ama gerçek anlamda bir tahlili barındırmayan, bir sorunu betimlemeyen ve nihayetinde macera olsun diye, kafasına koyduğu bir intiharı gerçekleştiren sorunlu bir kahraman vardı karşımda. Beni, duygularına ortak edemedi.İçindekileri, kıskacını aktarmakta yetersizdi. Kısacası kitap, kahramanı ve barındırdığı his beni kavrayamadı.