Bu kitapta biraz daha başlangıç kitabının havası var sanki. Ateşle Oynayan Kız neredeyse seriden bağımsız okunabilecek kadar kendi kurgusunu taşıyordu. Ta ki finale kadar. Arı Kovanına Çomak Sokan Kız da işte bu finalden hareketle tam bir devam kitabı. Belki de tek bir kitabın birinci ve ikinci cildi olarak düşünmek gerek. Zira bu kitabın kendi başına bir kurgusu yok. Yeni açılımlar yapmak yerine mevcut olanı güzelce toparlama yoluna giden, olaydan çok karakter ağırlıklı ilerleyen bir kitap.
Nato’nun dünyaya armağanı!! Gladio tipi örgütlenmeden “kurgusal olarak” İsveçin payına düşen Servis ile müşerref olduğumuz, Larsson tarafından yazılan bu son kitapta gerçekten de tam bir arı kovanına çomak sokma durumu var. Bununla birlikte mahkeme sahnesine kadar oldukça durgun ilerliyor. Akıcılık yine sorunsuz, özelikle mahkeme kısmı merakı sürekli besliyor. Kime ne oldu sorularına iyi kötü cevap bulabilmiş olmak ve Lisbeth ile ilgili düğümlerin çözülmüş olması beğendiğim detaylar. Yine de üç kitaptan hangisi diye sorulsa finali ayrı tutmak şartıyla ikincisi derim.