Kitap Tyson ve Faith'in düğünü ile başlar. Sam Seattle Chinooks Takımı oyuncularındandır.Onun için hayat güzel gidiyordur. Geçen sezon takım Stanley Kupasını kazanmıştır. Adı artık hokeyin en yüksek ödülüne altın harflerle yazılmıştır. Profesyonel yaşamı göklerdedir.Kişisel hayatı da ona göre kusursuzdur. Hayatı boyunca kendisini tek bir kadına bağlamamıştır. Kadınlar onu sever oda bunu karşılıksız bırakmazdı. Yeryüzünde kendisini sevmeyen tek bir kadın varsa o da eski eşidir. Bir şeye hazırlıksız yakalanmaktan hoşlanmaz. Darbenin hangi yönde geleceğini bilerek ona göre hareket etmek ister. Fakat beklemediği anda düğünde
düğünü düzenleyen Autumn ile karşılaşır. Aslında birbirlerini çok iyi tanırlar. Çünkü bir geçmişleri vardır ve kötü ayrılmışlardır. Yıllar önce Vegas'ta güzel beş gün geçirmişler hatta evlenmişlerdir. Düğünün sabahında Autumn terk edilmiştir. Boşanmışlardır ama onları birbirine bağlayan bir oğulları vardır. Yıllardır mecburi durumlar dışında görüşmezler. Düğünden sonra ise görüşmelerinin sıklığı artar. Çünkü Sam birden iyi ilgili bir baba olmaya çalışır.
Kitap ikilinin yeniden bir araya gelip yakınlaşması, sorunlarını çözmeye çalışması ile ilerler. Autumn yıllar önce yaşadıklarını unutabilecek mi o kadar güçlü bir sevgileri var mı görüyoruz. Sam'i diğer kitaplarda sık sık görmüştük. O kitaplarda sevmiştim fakat bu kitapta asıl sevmem gereken kitapta sevemedim. Yıllar önce yaptığı, sonra ki sorumsuzluğu, birden iyi olmaya karar vermesi bana yetmedi ama Vegas ta yaşanan ve sonrasında devam eden hikayelere bayılıyorum. Serinin en az sevdiğim kitabı olsa da çok güzeldi.