Bana Dokunma (Bana Dokunma, #1)

7 puan

Kitabın yazılış tarzı gerçekten ilginç. Her şeyden önce böyle orijinal bir tarzı yakaladığı için yazarın önünde şapka çıkarıyor, hatta eğiliyorum. Kitap, genel hatlarıyla da güzeldi. Sıkmadan okuttu kendini. Sonlara doğru X-Men havası sezmeye başlamış olsam da kesinlikle rahatsız etmedi.

Juliette dokunuşuyla insanları öldürebilme kabiliyetine sahip olduğu için tımarhaneye kapatılmıştır. Ailesi de dahil herkes onu dışlamıştır. Çok uzun zamandır bir hücreye tıkılmış vaziyettedir. Bir gün yanına bir hücre arkadaşı verilir. Hücre arkadaşı erkektir. Juliette, ilk başlarda ondan ölümüne korksa da varlığına alışmaya başlar. Hücre arkadaşı, yani Adam, onun çocukluktan tanıdığı biridir aslında. Ancak Adam’ın onu hatırlamadığından emindir.

Juliette yine bir gün hücresinden neredeyse sürüklenerek dışarı çıkarılır ve bulunduğu yerin otoritesi gibi görülen Warner isimli birinin yanına götürülür. Warner, onun yeteneğinin farkındadır, hattâ onu kendi lehinde kullanmak istiyordur. Kitaptaki distopik dünyada Yeniden Kuruluş isimli örgüt, dünyayı daha iyi bir hale getirmek için tüm kontrolü eline almış fakat çok daha kötülerine sebep olmuş. Eski dünya yerini çok daha berbat bir yere bırakmış.

Dediğim gibi, yazarın tarzı hayli ilginç. Juliette’nin aklından geçirdiği ama düşünmek bile istemediği sözlerin üzerini çizmiş. Çok enteresan betimlemeler kullanmış. Juliette’nin kızarışlarını bol bulmuş, başlarda susup durmasını mantıklı bulmamış olsam da ilerledikçe güzelleşen bir kitaptı. Bir de fazla romantizm sevmeyenlerin uzak durmalarını öneririm. Çünkü Adam ve Juliette arasında bu tür sahneler çokça mevcut.

Warner karakterini sevdiğimi itiraf etmek zorundayım. (Lanet olası kötü adam sevdam!) Roman, aynı zamanda aksiyon bakımından da zengin. Distopya sevenleri hayal kırıklığına uğratacağını düşünmüyorum. Serinin ikinci kitabı çok daha heyecanlı olacağa benziyor.

12 yıl, 4 ay

Yorumlar
« geri ileri »

1 ile 1 arası yorum gösteriliyor, toplam 1 yorum.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

hey canım , bu kızarıp durma meselesini bende sevmiyorum . nasıl zırt pırt kızardıklarını da anlamıyorum . mesela alacakaranlıktaki bella karakterinde kız yaşayan ölü ( vampir :D ) olmadan önce kızarıp dururdu . lux serisinin aşığı hatta takıntılı derecede manyağı olsam da katy'nin durmadan kızarıp durması tuhaftı . sonra mezarla randevuda da kedicik kızarıp duruyodu ( neyse yine onunkini bir nebze anladım o adamın yanında daha çok kızarır ...) şimdi de bu ... nasıl olduğunu cidden anlamıyorum bende kan eksikliği falan var herhalde tam yanağıma gelcekken kan bitiyo :D çünkü hiç kızarmıyorum çok ilginç

10 yıl, 6 ay     
« geri ileri »