Bu kadını seviyorum yaa..Ne güzel yazıyor,ne güzel anlatıyor,karakterleri tanıyorum sanki.Tanımakla kalmayıp onlar ne hissediyorsa hissedip,onlara gönülden bağlanıyorum. SEDAT,DUYGU, ALİM şimdide BEKİR (Edward ve Jamie 'i de var tabii) Üstüne başka ne söyleyebilirim ki isimleri bile yeter, okuyanlar bilir.
BEKİR.Kim mi? Daha küçük bir çocukken feleğin çemberinden geçmiş, yaşamın ona getirdiği kötülüklerin içinde kaybolmuş, kendini yalnız ve kimsesiz hisseden,özünde iyi ama geçmişi karanlık, ruhu öksüz ve yetim birisidir.
***Ben acımı, içimde haksızlığa uğrayan küçük çocuğu,karanlığa dair ne varsa yıllardır tüketmeye çalışıyordum.Tüketemiyordum orası ayrı.***
***Zaten içimde karanlıktan başka bir şey de yoktu.Dürüst olmak gerekirse ne bir evim,ne kedim,nede bir sevenim vardı.Yani ne geçmişim,ne şimdim,ne de geleceğim vardı...***
Ta ki Teyze kızı Selma ona aşkını itiraf edene kadar.
***Hem beni kimse sevmedi bugüne kadar...İlk söylediğinde korktum senden. Senin beni sevmenden korktum.Sana yetememekten,seni incitmekten korktum***
***Sen benim herşeyimsin artık biliyorum ve senin her şeyin ben olacağım.***
***Dudaklarım dudaklarını bulduğunda bütün dünyam birden şekil aldı. Ben bu güne kadar yaşamıyordum. Ben bu güne kadar nefes almıyordum. Ben bu güne kadar mutluluk nedir bilmiyordum.***
BEKİR Selmayla gelecek hayalleri kurarken,sevdiğine kavuşabilmek için gerçekten zorlu sınavlar verir.Bu arada Sedat'la ve Alinin hayatına nasıl dahil olduğunu, Duygu'yu, Duygu'nun Bekir için nasıl bir anlam ifade ettiğini, ona bir baba gibi sahip çıktığını,özellikle de Durmuş ve Dursun ile geçen eğlenceli Karadeniz kokan dialogları okumak gerçekten keyifliydi. Ben çok beğendim.Şimdiye kadar okuduğum bütün IŞIL'CA nın kitapları,benim için gerçekten okuduğuma değen, kütüphanem de baş köşesinde yer alan özel kitaplardan.Bu kitabınla da şaşırtmadın beni Işıl Parlakyıldız. Seni tebrik ediyorum ve kalemine, yüreğine sağlık diyorum.
Hayal ettiğin kadar da başarılar diliyorum ;)