Beyaz Geceler, Dostoyevski'nin tam anlamıyla kabul görmediği bir dönemde (1848) ortaya koyduğu bir uzun öykü.
Bu öykünün kahramanı Petersburg'da yaşayan ve kendisini Hayalperest olarak tanıtan yanlız bir genç adam ve Nastenka adında saf ve genç bir kız. Konu ise Hayalperest'in Nastenka için taşıdığı karşılıksız aşk ve Nastenka'nın ise başka birine aşık olması.
Kitaba, "Sevgili okur" şeklinde bir hitapla başlanması suretiyle gösterilen okuyucunun dikkatini çekme çabası, sanki kitabın çok da sürükleyici ve okunması kolay olmadığının bir habercisi gibi... Hikâyenin "Hayalperest" ağzından aktarılan bölümlerini takip etmek, uzun cümleler ve yoğun betimlemelerden hoşlanmayan (benim gibi) okuyucu için gerçekten zor. Okurken, konuşma sırası Nastenka'ya gelsin diye kıvrandım açıkçası...
Hikaye bir tiyatro oyunu şeklinde yazılmış olsa, okunması daha kolay olabilirdi (Nitekim, bu hikaye aynı isimli bir radyo tiyatrosuna uyarlanmış; dinlemek isteyenler web'den bulabilir).
Nastenka, başka bir aşkın yolunu gözlerken, Hayalperest'in çektiği sancılar oldukça hüzün verici.