Başları öznel anlatım olması sebebiyle ağır gelen ama sonra elinizden bırakamayacağınız entrikalara sahne olan bir kitap. O dönemin İngiltere'sini ustalıkla anlatmış. Kadınların pasifliğini, erkeklerin egemenliğini, İngilizlerin o meşhur soğukluğunu:) Hele bir Bay Farlie var ki evlere şenlik :D Odasına ziyaretçi alırken "Ayakkabıları gıcırdıyor mu bir bak!" diye emir veren bir tip. En ufak sese tahammülü yok, çok güldüm kendisine:)
Birbirine aşırı derecede benzeyen iki kadının farklı gibi görünen hayatlarının nasıl kesiştiğinin hikayesi. Tüm paralarını kaybetmiş olan iki aristokratın, kadınları yönetmek çok kolay düşüncesiyle, servet avına çıkmasıyla başlıyor fakat işler umdukları gibi gitmiyor. Yazara hayran oldum. O tarihte oturup bu satırları yazmasını kafamda canlandırdığımda daha büyülü hal alıyor:) Eski kitapları seviyorum, nitekim bu eser de sevdiklerim arasına hakkıyla giriş yaptı.