Wilbur Smith' in okuduğum tek kitabı. Fazlasıyla iyi bir kitap ama zaten polisiye/macera konusunda, Michael Connelly' nin hayran olduğum Harry Bosch karakteri yüzünden yeterince zaman harcadığımdan polisiyelere pek fazla zaman harcamamak için Wilbur Smith' in 2. bir kitabını okumadım ama sanırım okuyacağım.
Kitap gerçekten çok iyi. Wilbur Smith belli ki çok kaliteli bir yazar. Tasarlanan zekice cinayetlerin ardındaki sırrı çözmeye çalışan cesur, güçlü, karizmatik bir karakter yaratıp onu pek çok entrikanın içine bırakmak elbette ki iyi bir macera romanı yaratmak için fazlasıyla yeterlidir; ancak Wilbur Smith klasik yöntemin dışına çıkmış ve bana sorarsanız Oscar alabilecek kadar güzel bir film için gerekli senaryoyu yazmış. Kitap ne anlatıyor peki? Yazacaklarım kitabın ilk sayflarında gerçekleşen olaylar, yine de spoiler sayılabilir;
Biri oto tamircisi, biri eski bir asker olan 2 karakter var kitapta. Oto tamircisi, ordunun perte çıkardığı eski araçları (tank/jeep arası bir şey bunlar, toma olabilir :) ) almak için açık arttırmaya katılıyor. Burada kendisinin tek rakibi olarak 2. ana karakter, yani eski asker çıkıyor karşısına. Tamircimiz, kimsenin almayı düşünmeyeceğini sandığı araçlara sahip olamıyor ve tahmin ettiğiniz üzere eski askerimiz araçları satın alıyor. Sonrasında bizim tamircimize bir iş teklif ediyor. Bu araçları onarıp boyamasını ve yeni gibi yapmasını istiyor. Peki sebep ne? Çünkü kendisi de bu araçları, o teknolojiye henüz sahip olmayan birilerine satacak; kanlı bir iç savaşın hüküm sürdüğü Etiyopya' daki büyük aşiretlerden birinin liderine. Tamircimiz işi kabul ediyor, araçları satılacak duruma getiriyor ki karşılığında 2 tarafta çok iyi para kazanacak; ama bu kolay işi zorlaştıracak ve asıl hikayeyi başlatacak bir şart geliyor araçları satın alacak müşteriden: Araçların teslimatını siz yapacaksınız, yoksa alışverişi unutun! Birbirlerinden hemen hemen her yönleriyle farklı iki kahramınımızın tek bir ortak noktası, tek bir ihtiyaçları var belki de; para!
Dolayısıyla birbiriyle hiç uyuşmayan bu iki adam kendilerini bilmedikleri bir kültürün, tahmin edemeyecekleri tehlikelerin ve tarafı olmadıkları bir savaşın içerisinde buluyorlar. Tüm bunların üzerine bir de yeni bir sorun çıkıyor karşılarına; çok güzel bir kadın!
İşte böylesine dopdolu bir kitap var karşınızda.