Nuri Pakdil'in ilk defa bir kitabını okudum ve sanırım son olmayacak.
Kitaba şeklen baktığınızda, yazarın gazete ve dergi yazılarından derlenmiş ancak her bir yazı kendi başına okunmaya değer birer edebiyat ürünü.
Her yazının başlangıcında, bilinç-akışı yazım tekniği ile yazılmış paragraflar, kitabı özgün yapan birinci husus. Bu bölümlerde yazarı adeta kendi kendine konuşurken dinliyorsunuz. Şimdiye kadar bu tekniği başka yazarların kitaplarında da gördüm ama bu kitaptaki kullanım en çok hoşuma gideni oldu. Fazla uzun olmayan cümleler, yerinde kullanılan noktalama işaretleri ve duru bir dil bunun nedeni olsa gerek.
Gerek bu giriş bölümlerinde, gerekse metin bölümünde yer alan can alıcı sorular kendi kendini cevaplıyor adeta.
Yazarın emek, halk, toplum, okumak, yazarlık misyonu, edebiyat ve sanat ile ilgili sorgulamaları, değerlendirmeleri serpiştirilmiş birbirini takip eden yazılarda.
Üslup ve akıcılık açısından çok beğensem de, neredeyse sözlük kullanmayı gerektiren bazı kelimeler için dipnot açıklaması ya da metin içinde açıklama verilseydi editoryal açıdan daha iyi olurdu sanki; eleğimsağma (gökkuşağı), yeğnileşmek (hafifleşmek) gibi.