Tuna Kiremitçi'yi düşündüğümde benim de zihnimde böyle puslu bir görüntü canlanır. Yazarın kitaplarını okurken görünürde her şeyi anlatıyordur; olayları, duyguları, düşünceleri... Ama okuma süreci boyunca 'yazar benden bir şey saklıyor' düşüncesinden hiç kurtulamam... Anlattıklarının sesi o kadar yüksektir ki, geride saklananların sesini asla duyamazsınız; orda olduklarını hisseder, huzursuzca kıpırdanırsınız... Ve aslında anlatılanları puslu görürsünüz... Bu İşte Bir Yalnızlık Var'ı arkadaşımdan alıp okumuştum. Bu kitaptaki melankoliyi elle tutabilirsiniz. O derece cisme bürünmüştü. Kitap yalnız yaşayan bir adamı ve komşuları olan bir çifti anlatıyor. Herhangi bir olay yok. Oldukça tekdüze ve bu nedenle biraz da sıkıcı. Ve yine son namına bir şey yoktu.