Nasıl bir kitap okumalıyım? Bu soruyu okuma ihtiyacımızı gidermeden önce kendimize mutlaka sormamız gerekiyor. Zira yanlış zamanda okunan kitaplar okunması gereken zamanda bıraktığı etkiyi bırakmıyor üzerimizde. Hal böyle olunca hem zaman koflaşıyor , mantar gibi şişiyor hem de doğru zamanlanmayı yaptığımız takdirde alacağımız verimi bile bile düşürmüş oluyoruz. Okundu diye yaftaladığımız pek çok kitaba dönüp bir daha bakmak gelmiyor içimizden.
Bulantıyı okumadan önce ona ihtiyacınız olduğunu duyumsayın ve araştırın.Ufak bir zamanlama hatası onu yarıda bırakmanıza sebep olacaktır, özellikle çocuk okuyucu kitlesindeyseniz.
Türk okuyucusunun, tipik örneklerinden biri benim, Felsefe ile alakası çok da iyi sayılmaz. Varoluşun, varoşumanın içinizi bulandıracak kadar tekrar edildiği bu kitap maalsef Felsefeyi daha çok, ilginiz dışındaysa, sevmenize olumlu katkı yapacak değil.
Çoğu insanın içine düştüğü boşluk duygusunun irdelenmesiyle ortaya çıkan yeni boşluklara;duyulara dopamin etkisi yaratan yalnızlığın ipin ucunu kaçırdığında nasıl pervasızca dolup arsızca işgal ederek yerleştiğini seyrediyosunuz kitap boyunca. Modern insanı özgürleştiriken tutsak eden matbu hayatların ve anlayış ve algılayışlarımızın benzeşip ayrıştığı noktaların benlik üzerinden sorgulandığı, toplumun kendine sorması gereken soruları bireyin kendine sorup cevap aradığı ateist bir günce.
Hep derim yalnızın dostu şeytandır. Artık bir dostunuz daha var Sartre.
Bu yoruma rastladınız ama yine de kitabı okumak istiyorsunuz çok endişe etmeyin 259 sayfa aynı tonda ilerlemiyor. Bir şans verin derim ben . Belki benim anladığımdan daha çok şey anlarsınız ve beni de aydınlatırsınız.