http://kitabisevda.blogspot.com/2012/08/kitap-yorumu-ciftlik.html
Kitabın Tanıtımı:
Çiftlik Kaçış Sadece Bir Başlangıçtır
Lily ve ikiz kız kardeşi Mel'in bir planları vardır: Onları çevreleyen elektrik tellerinin arkasına geçip, özgürlüğe kavuşmak... Mel çevresindekilerle hemen hemen hiç konuşmamasına rağmen, diğerlerinin dikkatini çekmeyen şeyler, otistik oluşu sayesinde onun gözünden kaçmaz, elektrikli tellerin hangi kısmının geceleri devre dışı olduğu gibi... Çitleri geçmek kolay olmayacaktır fakat Lily planladığı kaçış için gerekenleri toparlarken tanıdık bir yüzle karşılaşır.
Carter, Lily'nin karantina başlamadan önceki günlerden bir arkadaşıdır. Uzun bir müddet yakalanmamayı başardığı için çiftliğin dışındaki dünyayla ilgili birçok işe yarar bilgi edinmiştir. Ancak çiftlikteki herkes gibi Carter da dışarının insanlar için çiftlikten daha tehlikeli olabileceğini bilir.Acaba bu üç yoldaş dışarıda onları bekleyen Tick'lerden kaçmayı başarabilecekler mi? Birbirlerine tutunarak özgürlüklerine kavuşabilecekler mi? Yoksa tekrar vampirlerin ellerine mi düşecekler?Müthiş bir macera ve kaçış öyküsü sizleri bekliyor
Yorumum:(Spoiler içerir)
Sihirli Kitap ve Kitap Sayfaları blog sahipleri ile ufak bir okuma etkinliğimiz vardı. Çiftliği okuyorduk ve kitap bitti.
Uzun bir süredir beklediğim kitaptı Çiftlik. Amerikadan öncede okuyoruz, bunun büyük etkisi oldu tabi.
Hayal kırıklığıda beraberinde geldi. Kurgu açısından güzel bir kitap ama ben daha farklı bir şey bekliyordum. Özellikle bu kızların ikiz olduğu ve ikisinin de Abduktura olabileceği kimsenin aklına nedense gelmedi. Sonraki kitaplara saklanan bir habermi bilemiyorum. Lily'nin ise çocuksu tavırları gerçekten yorucuydu. Lily Hem kardeşinin korumaktan başka bir şey istemiyor, hemde düşmanına saçma bir güvenle arkasını dönüyor. Olduk olmadık yerdeki sinir krizleri ise beni yordu.
Lily, Carter'a güvenmemekte çok haklıydı. Aniden çıkıp gelen eski bir tanıdık... Dünya tehlikeli bir yer.
Ama yaralarını gösterince hemen inandı. Saf bir kız yani.
Carter ile aralarında geçen -kitabın sonuna doğru- "o sana öyle aşığım" sahneleri beni çığırımdan çıkardı. Dur daha iki gün önce adamı tanımıyordun (Yeni Carter'ı). Bu sahnede Carter'ı suçluyorum.
Kitapta okumaktan zevk aldığım tek karakter Sebastian'dı. Tam bir vampirdi. En azından sırıtmıyordu. Güneşe çıkması ve ilk başta giremeyeceği ima edilsede kliseye girip haç falan alması biraz garip geldi. Belkide yanık kokusu onu ima ediyordu, bilmiyorum.Yani pekde Dracula tarzı bir vampir değil.
Kitabın 6 kişi arasında geçmesi biraz bunaltıcı bir hava verdi. Tik ad verilen mutasyona uğramış insanlara pek yakından bakamadık. Görünüşlerini biliyoruz ama... İkinci kitaba sanırım.
Kitap kendini okutan bir kitap. Arada şöyle "Aman" diyip kapattığım yerler oldu. Lily'nin dövüş sahneleri çok hoştu. Yer yer verilen Mel'in gözünden anlatılan sahneler içimi açtı. Lily'nin odaklandığı konu bunaltabiliyor.
Carter'ın gözünden anlatılan bölümler ise teknik açıdan hoş değildi çünkü kafa karışıklığı yaratıyordu. Kitabın geneli 1. kişi tarafından anlatılıyor ama Carter 3. kişi tarafında. Bu kitapta geri dönmeme neden oluyordu.
En çok hoşuma giden şey ise yer yer yapılan Alacakaranlık göndermeleriydi. Gülememek elde değil. Ama sonunda biyoloji dersinde olan bakışmalara gelince bunu yapmamalıydın dedim :D