http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/12/colleen-hoover-cirkin-ask.html
Çıktığından beri okunmayı bekleyen bir kitap daha... aslında büyük bir hevesle almıştım ama nedense okumayı hep ertelemiştim. Yakın bir zamanda arkadaşlarım tavsiye edince bende artık bir Collee Hoover kalemi ile tanışayım dedim. Aslında ilk Colleen Hoover kitabım değil, Hopeless Serisi'nin novellası olan Finding Cinderella kitabını okumuş ve yazarın yormayan ama duyguları çok güzel ifade eden bir kalemi olduğunu fark etmiştim. Kurguları akıcı ve sürükleyici kaleme alıyor.
Şimdi Türkçe'ye çevrilmiş olan kitaplarından birini okudum ve oldukça beğendim. Kurgu döngüsü, olayların akışı, karakterlerin olaylar karşısındaki davranışı ve güçlerini anlatmasını çok sevdim. Açıkçası kitapta en güçlü karakterin kadın karakter olması da en sevdiğim kısım oldu.
Ancak -spoiler olabilir- sorgulamadan edemiyorum. Bu kadının karakterlerin çocuklarıyla ne alıp veremediği var. Okudunuz mu bilmiyorum ama Finding Cinderella kitabında da Six bebeğini evlatlık vermek zorunda kalıyordu bunda da Miles kendi küçük bebeği ile sınanıyor. Acımasız yazar diyesim geldi Colleen Hoover. Acaba diğer kitaplardan nasıl bir olay söz konusu...
Neyse...
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Tate pilot olan ağabeyi Corbin'in yanına geçici süreliğine taşınmak zorunda kalıyor. Corbin'in en yakın arkadaşlarından biri olan Miles ile ilginç bir şekilde karşılaşsalarda aralarındaki cinsel çekime yenik düşüyorlar. Bunun üzerine bir anlaşma yapıp aralarında herhangi bir duygusallık olmadan sadece seks arkadaşı olacaklar. Bunun içinde Miles'in iki kuralı vardır. Birincisi; kesinlikle geçmiş hakkında soru sormayacaksın. İkincisi; geleceğe dair bir şey beklemeyeceksin. Kuralları kabul ederek seks ilişkisine başlayan Miles alttan alttan kendine itiraf edemese de Tate kapılırken geçmişin gölgesi ve yüreğindeki onu kavurup yakan acısı her şeyi bastırmasını sağlar. Ancak Tate farkıma varmadan Miles'a aşık olur ve geleceğe dair umutlanmaya başlar.
Kitap, Tate ve Miles arasındaki ilişkiyi, Miles'ın acısını, kendine sevmeyi yasaklamasını, sevmekten ve kaybetmekten korkmasını konu alırken aynı zamanda Miles'ın geçmişine dokunuşlar yaparken şimdiki genç adamı oluşturan geçmiş acıları karşımıza sunuyor.
Sıradan bir erotik aşk romanı gibi görülebilir ama değil! Kitap aslında çok büyük bir acı yaşayarak kendine sevmeyi yasaklamış ve içindeki acıyı hala körükleyerek alevlerinin kendisini kasıp kavurmasına izin veren bir adamın onun bütün acıların derman olabilecek bir kadına karşı aşka yenik düşmesini konu alıyor.
Kitabın insanın yüreğinde bir burukluk bıraktığı bir gerçek ama diğer taraftan da yüzünde gülümseme de oluşturuyor.
Beğendim! Cidden severek okuduğum ve zevk aldığım bir kitap oldu. Tavsiye ederim.