Yaşanılanları bu kez Connor'un bakış açısı ile okuyoruz. On sekiz yaşında iken tanıştığı sevgilisi Amanda ile hayatını sonsuza kadar değiştiren ilişkisini anlatarak başlar. Amanda bir süre sonra arkadaşları ile dışarı çıktığında bile üzülen,olay çıkaran,onu sürekli aldatma ile suçlayan birine dönmüştür. Connor ise boğuluyormuş gibi hissetmeye başlamıştır. Zaten aşık değildir ve ilişkilerini bitirmiştir. Fakat sevgilisi bileklerini keserek intihar etmiş ve suçlanan Connor olmuştur. Bu olayı on iki yıl içinde tutmuş kabuslarından dolayı yardım aldığı doktoru dışında kimseye söylememiştir. Ondan sonra ilişkileri bağlılık olmayan ilişkiler olmaya başlamıştır. Hayatında isteyeceği son şey başka bir kadının onu kendisine bağlayıp boğmasıdır. Bu yüzden görüştüğü kadınlar için bir kural listesi oluşturmuştur. Gece yatıya kalmak yok hemen gideceklerdir. Bağlanmak,aramak kesinlikle yok Connor görmek isterse bağlantıya geçecektir. Buluşma gecelerinde ise sadece yemek olabilir fazlası asla yok. Daha önce hiç aşık olmamıştır ve asla olmayacaktır. Bir kadın onu sevmediği için kendisini öldürmüştür ve bunun tekrar olmasına izin vermek istemez. Düzenli görüştüğü kadınlardan biride Amanda'nın kardeşi Ashlyn. Bir yıl önce ofisine parasız ve kalacak yeri olmadığı için gelmiş kardeşi Connor yüzünden öldüğü için ona göre Connor kendisine borçludur. Connor ona iş ve fazlasıyla para vermiş ve görüşmeye başlamışlardır. Bir yıldan sonrada Ashlyn başka kadınlar ile görüşmemesini istemiştir. Connor Ashlyn'e hiç bir şey hissetmez ve bunu dile getirdiği gece kulüpte ondan tokat yediği ve Elle ile tanıştığı gecedir. Gece Elle'nin kendisine baktığını fark etmiş ve onu nefes kesici bir güzellikte olduğunu düşünmüştür. Yanına gidip konuşma niyetinde iken sabah birinin mutfakta çıkardığı seslere uyanır.
Gece gördüğü Elle daha önce kimsenin kırmadığı bir numaralı kuralını kırmış evinde kalmıştır. Elle'nin güzelliği dışında iyiliği de ilgisini çekmiş onu takip edip evini öğrenmiştir. Hemen Elle'i düşünmeye başlar. Alışık olmadığı şekilde kendisini dinlemeyen,başkasından emir almayan Elle'i sürekli düşünür. Dengini bulmuştur. Onu aklından atmaya çalışır ama atamaz. Başka şeye dikkatini veremez. Tek görmek istediği Elle'dir. Onu mutfağında gördüğünden beri kendisinde değildir. Onu araştırır,resimlerini alır ona hayır demesi zor olur. Etrafındayken kendisine engel olamaz. Bir insanı sevebilmenin mümkün olduğunu hiç düşünmemiş uzun yıllar kalbini kapalı tutmuştur. Meğer Elle için açmak içinmiş. Elle'nin gücünü,umudunu inanılmaz bulur.Ona hayrandır hayatının geri kalanını bunu ona göstererek yaşamayı planlar. Onun için yapamayacağı yoktur. İlişkileri başlamış her şey yolunda iken hastalığını gizlediğini öğrenir. Acısı ise daha önce hissettiği hiç bir şeye benzemez. Bir gün önce dünyanın en mutlu adamıyken ertesi gün en perişan adamı olur. Geleceği ölüyordu. Bununla baş edemediği için önce çekip gider fakat tedavi sürecinde her an yanında olur. Onun acı çektiğini görmek onu öldürür. Onunla ağlar,onunla birlikte acı çeker en çaresiz anlarını yaşar. Beraber birçok şeyi atlatırlar.
Bu kez Connor'un bakış açısı ile tüm yaşananları birde onun tarafından okumuş hislerini,yaşadıklarını öğrenmiş oluyoruz. İlk kitapta olmayan olaylarda azda olsa vardı. Tedavinin son aşamasında yaşadıkları,evlilik öncesi,düğünleri,Elle'nin çizip Connor'un yaptığı ev orada yaşadıkları,Elle'nin hamileliği azda olsa öğrenme fırsatı oluyor. İkili harikaydı.Yaşadıklarından sonra finalde ki o mutlu sonu kesinlikle hak ettiler.