Doğmamış Çocuğa Mektup... Oriana Fallaci'nin edebiyat dunyasinda sözü gecen kitabi.
Sevgilisinden kazara hamile kalan kadinin monolog seklinde bebegiyle konusmasini kaleme almis eser.
Oldukca kisa surede bitirelebilecek 112 sayfalik bir kitap.
Verdiği mesajlar da yerinde.. Ozellikle kürtaj konusunun bu kitap ozelinde irdelenmesi gerekir. Birinin yaşam hakkini çalmak... Ne kadar da etik? Her ne kadar kazayla da olsa...Zaten kahraman da sevgilisinin istememesine ragmen bu cocugu dogurmaya karar veriyor. Ve bu tur durumlarda,evli de olunmayinca toplumsal baskinin ne duzeyde olabilecegini tahmin edebiliyoruz. Kadına, cevresindekilerin nasil baktigi da kitapta detaylıca ele alınmış. Bu baski ortaminda dahi kararının arkasinda duran kadinin drami okuyucuya tesir ediyor. Yasadigi ikilemler,ruhsal durumu, saglik problemleri ve dogmamis bebegiyle icten ice konusmasi duygusal anlamda okuyucuyu etki altina alma noktasinda oldukca basarili.
Bunlarin yanısıra kitapta yine erkek egemenliğine, kadin erkek esitsizligine ciddi manada elestiriler getirilmiş. Erkegin toplum nezdinde kadına oranla daha şanslı oldugu,kadinin daha fazla is yukunun oldugu yazar tarafindan dile getirilmis.
Yine kitap icerisinde, bebegin anne karnindaki gelisimi aşama aşama,ince ayrintilariyla aktarılmış.
Bu kitabi okuduktan sonra ilerde nasip olur mu bilmem ama bu asamaya gelirsem ben de dogmamis çocuğuma bir mektup ya da daha fazlasını yazmak isterim.
Yazarin vermek istedigi mesaj cok net,istiyorsan yap. Kimseye bakma. Toplumsal baskinin tesiri ile hareket etme. Hayatina son vermek basit ama buna ne kadar hakkin var? Baskalarinin nasil baktığından cok senin ne istediğin Onemli.