Tarihi, hem araştırma hem de roman olarak okumayı seviyorum. Araştırma olabildiğince gerçek bilgilere, belgelere dayandırılarak yazıldığı için doğrusunu öğrenmek adına, tarihi romanları ise her ne kadar gerçek olaylara dayandırılsa da, o tarihi gerçeklerin içine duygu katılması hayal gücümü beslediği için okuyorum.
Bu kitap, Naşide Gökbudak'ın okuduğum üçüncü kitabı. Daha önceden okuduğum iki kitabını da çok başarılı bulmuştum ancak bu kitap için aynısını söyleyemeyeceğim.
Daha önceki okuduğum kitaplar da yazar duyguları çok iyi ifade etmiş, insanın yüreğine dokunmasını bilmişti. Ancak Dürrüşehvar Sultan'nın hayat hikayesinde bunu başaramadığını düşünüyorum. Kitabın özellikle yarısından sonrası yazarın, kitabın hazırlık aşamasında aldığı notlar gibi, kısa bilgiler halinde verilmiş. Tüm kitap boyunca kendini tekrar etmiş. Duyguları kelime oyunları ile vermek yerine açık açık yazarak bizi şartlandırmaya çalışmış. Bu kitabın içerisinde sultanın güzelliğini kaç kere vurguladığını saymak bile imkansız. İki sayfada bir vermiş neredeyse. İmla kurallarına çoğu zaman uyulmamış. Konuşma cümlesinin içerisinde tırnak işareti yerleştirilmeden, üçüncü şahıs olarak yazar kendisi anlatmaya devam etmiş. İngilizce başlayan cümleyi, Türkçe devam ettirmiş. Son 100 sayfasını okumak işkence gibiydi. Evet, sultanın öldüğü güne kadar kitabı sürdürmek istemiş, bunu yaparken de yıl yıl önemli gördüğü olaylardan bahsetmek istemiş anlıyorum ama ne gerek vardı dedirtecek şekilde göze batıyordu. Kitabı bu kadar uzatacağına 300-350 sayfalık bir kitap yazsa, duyguya daha çok özen gösterse daha anlamlı bir kitap olabilirdi. Aşk konusunda bile içimin cız etmesini sağlayamadı. Okuduğuma pişman mıyım? Hayır, kesinlikle değilim. Önerir miyim?
Küçük ayrıntılara takılan biri değilseniz ya da bu dönem hakkında çok bilginiz yoksa ya da benim gibi tarihi olayları okumayı seviyorsanız okuyun. Farklı bir görüş kazanmanızı sağlayabilecek bir kitap. Yaşanılan hayatlar ibret verici ve düşündürücü. Osmanlı Hanedanının sürgün hayatını ve şartlarını bire bir okumak hem güzel hem de anlamlandırmasını bilene iyi bir hayat dersi.