Şimdi her şeyi görmek istiyorum-ve onların hiç biri,içime aldığımda benimle ilgili olmasalar da,bir süre sonra,içimde birleşerek ben olacaklar.Şu dünyaya bak,Tanrım,Tanrım,şu benim dışımdaki,orada,yüzümün önünde duran dünyaya bak ;ona gerçekten dokunmanın tek yolu onu sonunda ben olacağı yere,kana karışacağı,günde bin çarpı on bin kez çarpacağı yere koymak.Onu öyle kavrayacağım ki,hiçbir zaman kaçamayacak.Bir gün dünyaya sımsıkı sarılacağım.Artık parmağımı üstüne bastım.Bu sadece başlangıç.
Granger durup Montag ’la geriye baktı. “Büyük babam,herkes öldüğü zaman geride bir şey bırakmalı,derdi.Bir çocuk,bir kitap,bir resim,bir ev,yapmış olduğu bir duvar ya da bir çift ayakkabı.Ya da ekili bir bahçe.Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğün zaman gidebileceği bir şey,öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktığı zaman seni orada görebilsinler.
Ne yaptığın önemli değil,derdi,yeter ki sen ellerini onun üstünden çektiğin zaman,ona dokunduğun zamanki halini değiştiren bir şey yapmış olasın.Otları sadece biçen bir adamla,gerçek bir bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır,derdi.Otları biçen bir adam orada hiç bulunmamış gibidir,fakat bahçıvan ömür boyu oradadır. ”