Gitme - (Kayıp Şehir, #3)

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/06/selvi-atc-gitme-kayp-sehir-3.html

Nam-ı Diyar Kimliksiz'in oğlu Tunç Mirza Yiğit!

Kimisinin saydırdığı, kimisinin öldürmek istediği, kisinin okurken sinir olduğu ama bazılarının aşık olduğu Tunç Mirza Yiğit! Hayır yani yaratıcısı Selvi Atıcı bile teşekkür kısmında belirttiği üzere Mirza'yı zehirlemeyi düşündüğü düşünülürse... öyle biri işte :D

Selvi Atıcı'nın kalemini sevdiğimi biliyorsunuzdur. Kimliksiz ile beğenimi almış, Sen ve Pinokyo'nun Rüyası ile favorilerimden birine girmişken bu kitapla gönlümü feth etti diyebilirim. Kurgu yeteneğine ve okurken duyguları hissettirebilecek derecede iyi yazmasını sevdim. Bir de içerisine serpiştirdiği o aile bağları süper! Seviyorum bu kadının kalemini :D

Gitme kitabının konusuna azıcık değinmek gerekirse, Hayat görüp aşık olduğu Mirza'nın gittiği yerleri bilip hep oralara giderken bir gün hiç tahmin etmediği bir anda Mirza ile aynı arkadaş grubunun içerisinde kalınca bildiğiniz sudan çıkmış balık moduna giriş yapıyor. Tabi onun bu ilgisi üzerine Mirza'da ona yöneliyor derken bir şekilde o anın sonu yatakta bitiyor. Biraz Türk filmi vari gibi görünebilinir ama unutmayın bu kurguları o bölümden ayıran şey olay döngüsü ve yazarın kalemidir. Selvi Hanım da Türk filmi kıvamından çıkarıp güzel bir kurgu ile okurun önüne sunmuş bu kısmı.

Neyse... zaten asıl konu o geceden sonra başlıyor! Olaylar büyüyor ne Hayat'ın ne de Mirza'nın istediği şekilde ilerliyor. Her ikisi de bir kafese tıkılmak zorunda kalıyorlar. Tabi Mirza bütün hıncını Hayat'tan çıkarırken, Hayat her şeye rağmen özgürlüğünü bekleyen bir kuş gibi Mirza'ya katlanmaya çalışıyor.

Mirza, Hayat'a şiddet uygulamıyor! Sadece pisikolojik olarak onu yaralıyor. Kalbini kırıyor, ruhunu yaralıyor ve daha da önemlisi Mirza'nın varlığından haberinin bile olmadığı saf, masum ve güçlü bir aşkı... Hayat'ın aşkını ayaklarının altında ezip geçiyor...

Bakıldığında kızılacak bir nokta bulunamasa da... Aslında Mirza o kadar ağır şeyler yapıyor ki... bir kadının ruhunu, kalbini, gururunu yaralıyor! Aslında yaralamak denemez daha çok paramparça ediyor! Hayat'ta bence olabilecek en güçlü şekilde karşılık veriyor.

Susuyor!

Çok fazla konuşmayayım yoksa cidden kitap içeriğine gireceğim. Ancak demek istediğim bir şey var...

Evet, Mirza'ya kızdım... yaptıkları hoş değildi ne de olsa Hayat'ın da bu konuda bir suçu yoktu. Ancak... Mirza'ya da hak vermek gerek... adamın düşüncelerinin yönüne bakılırsa senaryo tam da onun düşündüğü gibi... hiç istemediği bir evliliğe hiç istemediği bir kişiyle zorlanıyor. Eee o da gücünün el verdiği nokta da bunun hıncını alıyor.

Bu Mirza için de kolay değil... Tabi Hayat için de... ama bir kitapta daha gördük ki aşk... saf, masum, güçlü olunca önünde engel tanımıyor!

Hayat çok güzel sevdi... ve Mirza'ya da aşk çok yakıştı. O aşka sahip çıkmak ve bunu gocunmadan yaşamak daha çok yakıştı Mirza'ya.

Kendini Hayat'a affettirme çabası süperdi. Hatta bir şey söyleyeyim mi? Benim favori sahnem Hayat ve Mirza'nın banyo da yağmurda ıslandıktan sonraki her şeyi ortaya dökmeleri... Mirza'nın itirafları... ba-yıl-dım! :)


Ayyy çok konuştum! Şöyle bir bakıldığında ve dışarıdan detaylı bir anlatımla dinlendiğinde klasik bir konu gibi görülebilinir ama dediğim gibi... bir kurguyu klasiklikten ve klişelikten çıkan yazarın kalemidir. Selvi Hanım'ın bu konuda bence eşsiz bir yeteneği var. İnanıyorum ki her kitabı bunun kadar iyi olacaktır. Ki her kitabında çıtayı yükselttiği de söylenebilinir.

Ben yazarın kitaplarını seviyorum, size de tavsiye ederim. Güçlü bir kalem, başarılı bir yazar! Sıradaki kitabını bekliyorum.

Ayrıca içimden bir ses Adem ve Şirin'in çocukları olan Ali'nin bir kitabı hak ettiği yönünde. Dilerim onu da okuyabiliriz. :)

5 üzerinden bin beş yüz be! :D

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »