Aslında bazılarımızın hayal ettiği, ama gerçekleştirmek için cesarete sahip olamadığı bir şeydi onların yaşadığı.
Camryn'in yaşadığı bazı acı tecrübeler kendisine ağır gelmeye başladığında, eline çantasını alır ve otobüsle hiç bilmediği şehirleri dolaşmaya karar verir, hiç kimseye hesap vermeden, sadece kendi istediği ve sevdiği şeyleri yapmanın huzurunu ve mutluluğunu tatmak ister.
Fakat Andrew'la karşılaştığında işler hiçte umduğu gibi gitmez, ufak tefek atışmalarla başlayan otobüs seyahatleri onlara, aşkın, tutkunun, acının, mutluluğun ve hüznün kapısını aralar, birbirlerinde eksik olan ne varsa yine birbirlerinde tamamlarlar.
Andrew, Camryn'in kabuğunu kırmaya çalışır, ona cesareti, hesapsız kitapsız yaşamanın insanı nasıl özgür ve mutlu kıldığını,düşündüklerini ve hissettiklerini söylemekten asla korkmaması gerektiğini öğretirken, Camryn Andrew'a yaşamakta olduğu büyük acıları aşmasında yardımcı olur, fakat bilmediği şey, genç adamın hayatıyla ilgili önemli bir karar almasında anahtar rolünü oynayacağıdır.
Kısacası bu yolculuk, iki gencin, Aşkı, tutkuyu, hayatı ve kendilerini keşfetmelerini anlatıyor ve ben bu ikiliyi çok sevdim özellikle Andrew'u dememe gerek yok sanırım : )
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/04/hicligin-kiyisinda-tanitim-ve-yorum_4.html