Mallory Serisinin ikinci kitabını okumak benim için başlarda işkence oldu..Neden mi? Çeviri katliamı yine...Yine aynı kelimeler bu sefer üstüne cimcime de eklendi:))
Duyumsamak kelimesini konuştuğumuz dilde kullanıyormuyuz? Hayır..Peki bu kelimede ki ısrar niye? Niçin devamlı gözümüze sokuluyor?
Bu uyduruk kelimeler ile kitap okumak benim sinirlerimi bozmaya başladı artık.Bu kadar sevdiğim bir yazarı bu kadar başarılı bir seri ancak bu şekilde mahvedilirdi..Bir de kapak faciası vardı ki sormayın..Kapakdaki kadının kitaptaki Roslynn ile yakından uzakdan alakası yoktu..
Mallory Serisinin ilk kitabında Regina'nın en merak ettiğim dayısı Antony idi..Her ne kadar zampara da olsa Roslynn ile karşılaştıktan sonra Antony Mallory aklından bu güzel ama aksi kızı çıkaramaz..Çok sıra dışı bir şekilde tanışırlarsa da..Azılı çapkın Antony onu etkisi altına hemen alır..
Yalmız Roslynn'in çok acil bir şekilde evlenmesi gerekmektedir..Büyük babasının ölümünden sonra kendisine çok yüklü bir miras kalmıştır..Ama kafasını ona takan kuzeni onunla her ne olusa olsun evlenmeye kararlıdır..Roslynne Tam iki kere ipin ucundan döndükten sonra Antony'inin bir takım hileleri ile onunla evlenmek zorunda kalır...
Ve olaylrımız başlar..Boy boy Mallory erkekleri ile tekrar karşılaşmak çok güzeldi..Özellikle ne kadar tehlikeli ve amansız olduklarını biraz unutmuşum:)) James Mallory tek başına bir fenomendi zaten..
Bu kadar kötü şartlara rağmen ben yine de bu kitabı okurken zevk aldım ve kahkahalarımı tutamadım..Ama gönlüm daha güzel bir çeviri ile bu favori dayının hikayesini okumak isterdi..Maalesef nasip olmadı..Umarım serinin üçüncü hikayesinde yani dayı James'in hikayesinde bu zevki tadarım..Karar sizin bu kötü çeviriye rağmen zevk alabilirsiniz:)) Benim gibi...