Hobo kavramını, yolları, yolculuğu, farklı bir kültürü ve yaşanmışlığı yansıtmaya çalışmış bir kitap. Amerika'yı, trenleri ve uçuk bir jargonu gösteren kitap.
Belki çeviriden, belki de yazarın gerçekten başarısız olmasından kaynaklı sevemedim bu kitabı. Güzel malzeme var, karakterler ilgi çekici ama yazarın dili ve anlatımı çok zayıf. Okuyucuya o duyguyu -yolu, yolculuğu, trende bir kaçak olmanın heyecanı, rüzgarın hızı, yarının belirsizliği- hissettirememesi çok üzücü. Yaşanmış ama yaşattıramayan bir roman.
Hakkında söylenecek çok şey var aslında. Çünkü çok başarılı olabilecekken, bir zaman kaybına dönüşen kitap, tek kelimeyle üzer.