Kitap pek benim tarzım olmasa da güzeldi, anlatımı akıcıydı.Bir kitapta aradığım bir çok vardı.(özellikle sert kadınlar) Tek sorun olanları çoğu zaman önceden anlıyordunuz. Ballard'ın annaya aşık olması ya da Maura!nın annesini tekrar görmeye gidip babasının o canavar olması ya da Anna'nın Mauranın kardeşi olması. Biz bunları anında görüyoruz okuyucular olarak.Karakterlerin se bunu görmesi çok uzun zaman alıyor ve bu tür kitaplar beni sıkıyor.
Bu ufak kişisel olayın dışında Kitap Dönüşümlü olarak anlatılıyordu bazen iki kadın arasında paslaşma yaşanırken bazende kurbanların bakış açısına yöneliyordu.
Maura ve Rizzoli, Maura'nın yeni öğrendiği ikizinin cinayetini araştırırken bir dizi kaçırılma ve cinayeti araştırıyor. Kitabın temelinde Maura'nın aile ilişkisi DNA ve diğer şüpheleri yatıyor. Bu türü sevemedim.Yazarla ilgili belkide benim genelde okumadığım bir tür bu yüzden.
En sonunda Bayan Purvis'in aklını başına toplaması çok güzel oldu. Boşanırlar mı bilmem, ki gönlüm boşanmalarından yan, adama her şey müstahak. Karısı kaçırılmış hala arabanın lastiğinin derdinde ALlahın öküzü!!! http://i221.photobucket.com/albums/dd112...
Rizzolinin kocayı çok merak ettim. Belki sırf onun için tanıştıkları kitabı okurum, ya da ilişkileri hangi kitapta gelişiyorsa onu.Merak adama sevmediği türde kitapları bile okutturur.
Şimdi düşününce belkide sıkılmama neden olan şey yazarın dönerek anlatmasıdır. Sadece önemli detaylar bize sunuluyor ve bu, karakterlerin dünyasından kopmamıza neden oluyor. Isınamama nedenimin bu olması çok yüksek.