http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2015/04/kitap-yorumu-isk-tanrcas.html
Yanlış hatırlamıyorsam P.C. Cast okumaya orta okulda, Gece Evi Serisi'yle başlamıştım. O zamanlar müthiş bir vampir akımı var tabii... Okumak için hepimiz birbirimizle yarışıyoruz. :D Gece boyu kitapları okur, okulda da bütün gün "Eriiiiik, Eriiik... Allah'ım bize de nasip et. Ama aslında Edward daha iyiydi sanki, o da oluuuur." diye dolaşırdık. :D Serinin son iki kitabını okumadım. Şu an için okumayı da düşünmüyorum çünkü gerçekten çok uzadı. Normal bir kitabın yüz sayfasında anlatılan olaylar, o seride dört yüz beş yüz sayfada anlatılıyor. Keşke Cast, tadında bıraksaydı da güzel hatırlasaydık.
Gelelim Tanrıça Serisi'ne... Ben kesinlikle Tanrıça'yı, Gece Evi'nden çok daha fazla seviyor ve başarılı buluyorum. Zeus, Poseidon, Hades, Artemis, Afrodit... İsimlerini ilk duyduğum, mitoloji diye bir şeyin varlığından haberdar olduğum ilk andan beri sürekli araştırır, okurum. Daha önce hiç direkt Apollon ve Artemis'i konu alan bir kurguya denk gelmemiştim. Her ne kadar başta Artemis'e uyuz olmuş olsam da sonlara doğru sevmeye başladım. Apollon deseniz apayrı bir dünyaydı. Ben çok sevdim.
Kitap, Zeus'un, Tanrı ve Tanrıçalar'ın insani duygulardan iyice uzaklaştığını düşünerek, dünyaya açılan bir portal oluşturmasıyla başlıyor. Portal, hafta sonları açık kalacak ve bütün ölümsüzler bu zaman dilimini insanların arasında geçirecektir. Asma Tanrısı'nın kıskançlığıyla dünyaya hapsolan ve o süre zarfında güçlerinin hiçbirini kullanamayan Artemis ve Apollon'un yolu, bir bilim kurgu yazarının çılgın hayalini gerçekleştirmek için yolu Vegas'a düşmüş tasarımcı Pamela'yla kesişecek.
Pamela, her ne kadar işinde başarılı, hayata karşı ayakta durmayı becerebilen güçlü bir kadın olsa da bir tarafı çok kırılgandı. Bence yazarımız, bu yönünü okuyucuya çok iyi aktarmış. Apollon da tıpkı Pamela gibi içten içe çok yalnız ve yaralıydı. İkisinin birbirlerini ve aynı zamanda gerçek benliklerini keşfetmelerini okurken keyif aldım. :D
Apollon ve Pamela'dan daha çok sevdiğim bir çift vardı ki, sonları beni çok üzdü. Onlar için daha farklı bir şeyler olmasını bekliyordum ama hiç tahmin ettiğim gibi gelişmedi olaylar. Kitabın sonunu da çok sevmedim. Böyle bir belirsiz, buruk bitti. Ben daha kesin, "onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine" tadında bir şeyler bekliyordum. -,-
Bir Bahar Tanrıçası kadar olmasa da genel olarak güzeldi. Eğer seriyi hala okumadıysanız bir şans verin derim. :')
"Güneş Tanrısı'nın öğrenmesini istediğim ders şudur:
Yanmanın tek bir yolu yoktur."