İskit

6 puan

Emin değilim ama sanırım ya bu sene başlarında ya da geçen senenin ikinci yarısında kitap elime geçmişti. Bizzat yazarından imzalı, sağ olsun. Ayrıca kitap, bir edebiyat derneğinden de ödüllü idi yanlış hatırlamıyorsam.

Konu, Od isminde hikaye anlatma yeteneği, savaşma yeteneğinden daha gelişkin olan bir İskit'in yaşamını konu alıyor. Od, oldukça korkar bir insandır ve savaşmak-hayatta kalmak namına ne yapması gerektiğini hakkı ile bilen biri değildir. O, daha çok hikayeler uydurmayı ve anlatmayı sever... Bu yönü ile roman yazan insanlara benziyor aslında. İçinde yazma aşkı taşıyanlar bilir; yazmazsanız eğer o ateş sizi bir süre sonra rahatsız eder. Nefes almak gibidir yazma isteği. Od da işte böyle bir kişi ama yaşadığı toplum, buna müsait bir toplum değildir. Kabul görmek için onlar gibi olmak, yaşamak ve davranmak zorundadır. Tüm kitap boyunca karakterin; Hikayeci Od ve İskit Od arasındaki iç çatışmayı görüyoruz. Kitabın sonunda da -biraz allak bullak oldum doğrusu; yanlış anlamadım herhalde?- kazanan 'ateş' oluyor, diyelim. :P

Kitap, gerek geçtiği dönem gerekse toplulukların gelenek göreneklerini(doğru veya yanlış; bu kısmı tartışmıyorum.) ayrıntılı bir şekilde gözler önüne sererek anlatması; betimlemeleri ve cümleleri kullanışı, kelime zenginliği oldukça yerinde. Aslında 'benzetme sanatıyla anlatım' tarzını biraz aşırıya kaçırdığını düşündüm. Okurken bu durum sıktı ama şimdi fark ettim ki aslında yazar, Od'un kafasının içindeki HİKAYECİ'nin ağzı ile yazmış. Hali ile kitabın büyük kısmı benzetme sanatı ile betimlenmiş. Çünkü bir hikayecinin en büyük silahı budur. ;)

Kurgu, genel olarak güzel; farklı bir tat veriyor ama öyle çok heyecan verici değil. Adrenalin seviyesini yükseltmiyor yani. İlk 77 sayfaya kadar sıkılabilirsiniz bile. Lakin kendinizi kasıp 100 sayfayı geçin. Sonrasında tat vermeye başlıyor roman. Şaşırdığım bir nokta falan da olmadı. Genelde romanların beni şaşırtmasını beklerim ama bu, yazarların tercihine kalmış şeyler tabi. Od ismini duyunca, karakterin Odin'e dönüşeceğini falan sandım, çünkü tek gözü kapalı idi ama alakası yokmuş. :) O da zaten As halkından çıkma biri. Yani düşünmem gerekirdi bunu. :D

Olumsuz kısmı da yok değil. Öncelikle, imlası iyi olmayan benim bile dikkatimi çekip rahatsız verecek derecede bol bol imla hatası vardı. Virgüller, noktalı virgüller vs. doğru yerlerde kullanılmamış. Ayrıca cins ve özel isimlerin ayrımı gereği bir ismin büyük harfle mi küçük harfle mi başlaması gerektiğini umursamadan BOZKIR ismi gibi bazı CİNS isimleri hep büyük harfle başlatmış. Oysa bozkır dediğimiz şey sürüsüne bereket bu alemde; küçük harfle yazılmalı. Bunun dışında yine bol bol devrik cümleler vardı; öznenin başta, yüklemin sonda olması gerektiği kuralına çok riayet edilmemiş maalesef. Bu ve benzeri imla ve dil bilgisi hataları beni aşırı rahatsız etti. Yazarın, sonraki kitaplarında azami derecede dikkat etmesi gerekir. Zira okurken hikaye ile olan bağı sekteye uğratıyor ve akışkanlığı bozuyor(Takip eden bilir; imla konularında suçu hep editörlere atarım. Sonuçta onların işi bunlara bakmak. Bunu dahi yapmıyor iseler o kitaba isimlerini yazmanın manası ne ola ki? ).

DİPÇE: Bir de cidden merak ettim; bir kızın götünü açıp bir erkeğin üzerine işemesi nasıl bir olaydır? Erkeğin buna izin vermesi ayrı bir olaydı. Çok saçma bir şeydi.

Puanlarken 3 ila 3,5 arasında kaldım. Çünkü yukarıda bahsettiğim olumsuzluklar çok fazla canımı sıktı. Yani ödüllü bir kitaba yaraşır bir şey değil. Onları göz ardı ederek değerlendirmeye çalıştığımda 3,5 veriyorum. Yani 3 ila 3,5 arası diyelim.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »