Christina Bennett, bir prensestir. Annesi hamileyken kocasından kaçmıştır.
Kızılderililer den Dakota kabile reisinin kaçırılan kızı Marry ve onun oğlu Beyaz Kartalı kurtarmıştır. Ölürken de kızını Marry'e emanet etmiştir. Marry kızı alarak kendi kabilesine dönmüştür kızı bırakmaya da hiç niyeti yoktur. Kızılderililer beyazlardan hoşlanmadıklarından kabile önce istemese de daha sonra kabul etmiştir. Şamanlarının rüyasın da gördüğü beyaz, mavi gözlü dişi aslan olduğunu düşünürler. Christina çok tatlı bir çocuk olduğundan herkesin gönlünü kazanır. Hatta önce onu kabul etmeyen Marry'nin kocası bile kızı olarak kabul edip yetiştirir. Kaderin de olan kendi insanlarının yanına döneceği güne kadar orada ailesi ile yaşar. İngiltere'ye gitme amacı ise babasından intikam almaktır.
Lyonwood Markisi Lyon, karısı doğum yaparken kardeşi ile yaptığı ihaneti öğrendikten sonra karısını kaybetmiştir. O günden sonra Lyon'ın hayatın da aşka dair tek bir şey kalmamıştır. Kadınları çığlık çığlığa kaçırmak gibi bir özelliğe sahiptir. Buz gibi bir bakışla bir odayı boşaltabilirdi. Mutluluk onun için düzensiz dozlarda mümkündür ama huzur geçmişinden dolayı mümkün değildir. Evliliği ise kesinlikle düşünmez tabi Christina ile tanışana kadar. Christina ise Lyon'ı görünce onun kaderi olduğunu anlar onun kadere inanır mısın? deyişleri beni benden aldı.
Christin'nın alışkanlıkları yetenekleri önce Lyon'ı şaşırtsa da zamanla ondan uzak kalamaz ve ikilinin sonu evlilik olur.
Kitabın giriş bölümlerin de Christina'nın annesinin günlüğünden bölümler var bu sayede babasının yaptıklarını annesinin neden kaçtığını öğrenmiş oluyoruz.
Christina harika bir karakter. Karşıdan savunmasız görünse de kendisini nasıl koruyacağını gayet iyi bilen, korkusuz, istediğini yapan, duygularını gizlemeyen biri. Onu yaptıklarını okurken çok keyif aldım.
Kitap nasıl bitti anlamadım çok beğendim. Christina ve yalanlarına bayıldım çok güldürdü beni. Bu kadar yalana rağmen yılmayan aşık Lyon'da bir harikaydı. Çifte bayıldım çok uyumlu bir çift olmuşlardı.
Kitap ilk bölümünden itibaren kendine bağladı çok hoştu, farklıydı. Pek fazla kızların küçüklüğünden bölüm okuyamıyoruz benim hoşuma gitti bu giriş. Christina ne sevimli bir çocuktu öyle.
Ayrıca Kızılderililerde çok hoştu keşke onları da görebilseydik Lyon ile tanışmaları ilgi çekici olurdu o bölümlerde olsun isterdim. Kısaca özetlemek gerekirse kitaba bayıldım tavsiye ederim.