Yer yer sıkıcı olsa da esas itibariyle başarılı bir roman. Gündüzleri yoğurt, geceleri de boza satarak geçimini sağlayan Beyşehirli Mevlüt'ün hikâyesi. Kurgu, karakterler ve konu güzel. Ancak Masumiyet Müzesi'ni bu romana göre daha çok beğendiğimi söylemeliyim.